Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4393 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8824 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Menfi tespitMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiracı tarafından açılan kambiyo senedine dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.150,00 TL asıl alacak ve 3.799,19 TL işlemiş faiz üzerinden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının davalıya ait kapalı çiftliği 01/08/2009 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli sözleşme ile kiraladığını, taşınmazın 15/04/2011 tarihinde davalıya teslim edildiğini, davacının kira ilişkisi nedeniyle davalıya borcu bulunmamasına rağmen kira ilişkisi nedeniyle teminat senedi olarak alınan 5.400,00 TL bedelli senedin ....İcra Müdürlüğünün 2013/3310 sayılı dosyasından davalı tarafından icraya konulduğunu ve takibinde kesinleştiğini belirterek icra takibi ve dayanağı olan 01/08/2010 vade tarihli 5.400,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı ,davanın reddini savunmuştur. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı vekilinin kira alacağı ve güç kontrol kompanzasyon panosu onarım bedelinin mahsubuna yönelik temyiz itirazlarına gelince ; Taraflar arasında akdedilen 01/08/2009 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi ile 5.400,00 TL bedelli bononun teminat senedi olarak verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Davalı alacaklı 22/05/2013 tarihinde davalı dava dışı ... aleyhine başlattığı icra takibi ile 01/07/2010 keşide tarihli ,5.400,00 TL bedelli bononun tahsilini talep etmiştir.Davalı asil 20/11/2013 tarihli celsede son 5- 6 aylık kira bedelinin ve 800,00 TL su borcunun ödenmediğini belirterek tahsilini istediğini belirtmiştir.Davalı vekili yargılama aşamasında ibraz ettiği 15/06/2011 tarihli adi yazılı belgede belirtilen güç kontrol kompanzasyon panosu onarım bedelinin de tahsili gerektiğini belirtmiş ,mahkemece 08/09/2014 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak 2012 yılı Aralık ila 2013 yılı Nisan arasına ait 5 aylık kira ve 1.250,00 TL güç kontrol kompanzasyon panosu onarım bedeli olmak üzere toplam 3.250,00 TL asıl alacak ve 291,20 TL işlemiş faizden davacı kiracının borçlu olduğu tespit edilmiştir. Dava konusu senedin teminat senedi olarak verildiği tarafların kabulünde olduğuna göre öncelikle mahkemece , talep edilen kira alacağının hangi döneme ait olduğu davalı kiraya verene açıklattırılarak ödemeye ilişkin taraf delilleri toplandıktan sonra davacı kiracının kira borcu bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Öte yandan ,6098 sayılı T.B.K.’nun 316. (B.K.’nun 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. (B.K.’nun266.) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur.Taşınmazın 15/04/2011 tarihinde tahliye edildiği tarafların kabulündedir.Davalı kiraya verence ibraz edilen ve mahkemece itibar edilen 15/06/2011 tarihli adi yazılı belgeden güç kontrol kompanzasyon panosu onarımının kiralanan taşınmazın tahliye ve tesliminden sonra yapıldığı anlaşılmakta olup onarımın kiracının hor kullanımından kaynaklandığı anlaşılamamaktadır.Bu nedenle mahkemece açıklanan hususlar üzerinde durularak taraf delilleri toplandıktan sonra davacı kiracının teminat senedi nedeniyle borçlu olduğu miktar belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik ararştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 06/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.