Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4336 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 986 - Esas Yıl 2009





Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davacı ve davalılardan A....... K........ tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.DAva, bir adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkeme, taşınmazın satılarak ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hüküm, davacı vekili tarafından vekalet ücretine hasren ve davalı A.......... K....... tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, müvekkilinin, borçlu paydaş A......... K.........’tan alacaklı olduğunu, alacağından dolayı borçlu paydaş hakkında icra takibi başlatıp, İİK 121. maddesi hükmü uyarınca icra mahkemesinden aldıkları yetki belgesi gereğince, miras bırakan C....... K.......’a ait Ümraniye ilçesi 330 ada 3 No’lu parselin satış suretiyle paydaşlığının giderilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Paydaşlığın satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara ait oldu??u konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılır.Bütünleyici parçanın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.Olayımıza gelince; dava konusu edilen ve satışına karar verilen 3 No’lu parsel mahallinde mahkemece uzman bilirkişiler ile keşif yapılmış ve taşınmaz üzerinde ““zemin+2 normal katlı ve zemin+3 normal katlı”” bina niteliğinde muhtesatın bulunduğu tesbit edilmiştir. Davalıların tamamı duruşmalara katılmamıştır. Bu durumda muhtesatlar konusunda taraflar arasında ittifakın var olduğu kabul edilemez, bununla birlikte hükmü temyiz edenin sıfatına göre bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen zemin+3 normal katlı bina niteliğindeki muhtesatın A......., A........ ve S....... K........’a ait olduğu hususunda taraflar arsında ittifak sağlandığının kabulü gerekir. Mahkemece, bu muhtesat yönünden yukarıda belirtilen esaslar dairesinde oran kurulup, satış bedelinden bu oran dahilinde muhtesat sahiplerine verilmesine karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde oran kurulmadan muhtesat bedeli belirlenmek suretiyle bu bedelin muhtesat sahiplerine verilmesine karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca, yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre vekalet ücreti verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması da hatalı görülmüştür.Hüküm, bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı A....... K.......’un temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.