Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4055 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3885 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İstanbul 18. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23/09/2014NUMARASI : 2013/48-2014/680İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı ve icra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkemece kararda itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verildiği halde, gerekçede “02/05/2014 kayıt tarihli bilirkişi raporunda talep edilebilecek alacak miktarının taleple uyuşmakta olduğu rapor edildiğinden” şeklinde gerekçe oluşturulması üzerine, karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388.maddesi ile bunun karşılığı olarak düzenlenen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2 maddesinde belirtilmiştir. Buna göre karar (hüküm), tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Hüküm gerekçesi dosya içeriğine uygun olmak zorundadır. Ayrıca,davanın kabulüne karar verildikten sonra hükmün kendi içinde çelişki oluşturacak şekilde, sanki davanın kısmen kabulüne karar verilmiş gibi karar verilmesi de doğru değildir.Olayımıza gelince; dava, 2012 yılı Ocak ve Şubat aylarına ait toplam 15.000 USD kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması istemine ilişkin olup, davalı kiralanan taşınmazın anahtarının 21.02.2012 tarihinde notere bırakıldığını ve İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesince tahliyeye karar verildiğinden kira sözleşmesine dayanarak takip yapılmayacağı savunmuştur. Mahkemece kararın gerekçesinde, “02/05/2014 kayıt tarihli bilirkişi raporunda talep edilebilecek alacak miktarının taleple uyuşmakta olduğu rapor edildiğinden” belirtildikten sonra hüküm fıkrasında davanın reddine şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu durumda hüküm fıkrası çelişkili, infazda tereddüt oluşturacak nitelikte olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA ve davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 21/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.