MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/11/2012NUMARASI : 2008/75-2012/325Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının müvekkilleri hakkında Eyüp 1. İcra Müdürlüğü'nün 2007/4599 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takibe itiraz edemediklerini, öncelikle 2007 yılının Ocak-Temmuz aylarına ait borçları için aleyhlerine daha önce takip yapıldığını, bu dosya borcunun ödendiğini, bu aylara ilişkin talebin mükerrer olduğunu, diğer aylardan sadece 2007 yılının Ağustos ayı kirasından borçlu olduklarını, sonrasında taşınmazı tahliye ettiklerini belirterek müvekkillerinin Eyüp 1. İcra Müdürlüğü'nün 2007/4599 Esas sayılı takip dosyası nedeniyle 39.454 TL borçlu olmadıklarının tespitini istemiştir. Davacı vekili davasını ıslah ederek dava miktarını 44.924 TL olarak artırmıştır. Davalı vekili; mükerrerlik itirazını kabul ederek, bunun dışındaki aylar kira bedellerinden davacıların borçlu olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacıların davalıya borcu olmadığı halde haklarında kötüniyetle takip başlatıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacıların 39.454 TL borçlu olmadıklarının tespitine, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı tarafından 05.09.2007 tarihinde başlatılan Eyüp 1. İcra Müdürlüğü'nün 2007/4599 Esas sayılı dosyası ile iki ayrı kiralanan için ayrı ayrı 2007 yılının Ocak-2008 yılının Nisan ayları arası toplam 44.294 TL kira alacağının tahsili talep edilmiştir. Davalının bu takipten önce Eyüp 2. İcra Müdürlüğü'nün 2007/3189 Esas sayılı dosyası ile aynı kiralananlar için 2007 yılının Ocak-Temmuz ayları arası talep edilen 1.3470 TL kira alacağı 15.901 TL olarak davacılar tarafından ödenmiştir.Taraflar arasında 01.05.2004 tarihli ve bir yıl süreli lokanta ve köşk niteliğindeki iki ayrı taşınmaz için imzalanan kira sözleşmelerinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Her iki sözleşmenin 8. maddesinde; kiracı kiralananı boşaltmak istediği takdirde bir ay evvelden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmek zorundadır şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Lokanta için aylık kira bedeli 500 TL, köşk için aylık kira bedeli 1500 TL olarak belirlenmiştir. Kiralananların anahtarlarının tevdi mahalli yolu ile kiraya verene teslim edildiği ve davalı kiraya verenin anahtarların teslim alınmasına dair tebligatı 31.12.2007 tarihinde tebellüğ ettiği anlaşılmıştır. Kira sözleşmeleri kiracı tarafından haksız şekilde feshedildiğine göre kural olarak kiracı, kira dönemi sonuna kadarki kira parasından sorumludur. Ancak dava tarihinde yürürlükte olan BK'nun 98. maddesi göndermesi ile aynı kanun'un 44. maddesi uyarınca kiraya verenin de zararın artmasına neden olmaması gerekir. Kiracının sorumluluğu kiralananın kira sözleşmesindeki bedel ve koşullarda yeniden kiraya verilebileceği süre kadardır. Esasen kanun koyucu bu kuralı 6098 sayılı TBK 325. maddesi ile kanun hükmü haline getirmiştir. Kira sözleşmesinin özel şartlar 8. maddesinde “kiracı kiralananı boşaltmak istediği takdirde bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmek zorundadır” denilmek suretiyle sözleşmede kiralananın tahliyesi durumunda “makul süre” taraflarca kararlaştırılmıştır. Bu durumda mahkemece kiralanların tahliye edilip anahtarların notere tevdii edildiğini bildirir tebligatın davalı kiraya verene tebliğ edildiği tarihten itibaren sözleşmede kararlaştırılan “makul süre” kadar kira parasından kiracının sorumlu tutulması gerekirken, davacının ilk takipte ödediği kira bedelleri ile sözleşmelerin 8. maddesi hususları dikkate alınmadan yazılı şekilde davacı kiracının takip konusu aylardan sorumlu olmadığından bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de; Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini 44.924 TL olarak belirlediği, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 39.454 TL'den davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiği halde, reddedilen miktar üzerinden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi de doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.