Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkeme istem gibi karar vermiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkili işletmeye ait çay ocağının 20.3.1997 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile davalıya kiralandığını, davalının şartnamede belirtilen esaslara uymayarak kiralananı lokanta gibi işlettiğini, alkollü içkiler ve bakkaliye ürünleri sattığını, kiralananın farklı kişiler tarafından işletildiğini, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini, fesih bildiriminin davalıya adresten ayrılma nedeni ile tebliğ olunamadığını öne sürerek kiralananın tahliyesini istemiş, davalı vekili yıllık kira bedeline göre Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsiz olduğunu, işletmece düzenlenen tutanakların mesnetsiz ve çay ocağının bizzat müvekkili tarafından çalıştırıldığım, davalının reddini savunmuştur. Borçlar Kanununun 256. maddesinde hükme bağlanan ve uygulamada akde aykırılık olarak adlandırılan akdin feshi ve kiralananın tahliyesi davasından önce kiralayan tarafından davalı kiracıya aykırılığın giderilmesi için uygun bir süre verilmesi ve bu süre sonunda davanın açılması gerekir. Bu konuda gerekli ihtar yapılmadığından davanın reddine karar vermek gerekirken, bundan zühul ile yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan hükmün bozulması gerekmiştir. Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.5.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.