Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3846 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3570 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İtirazın iptaliMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve %20 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, dava dilekçesinde; Taraflar arasındaki kira sözleşmesine dayalı olarak 2009-2010 kira dönemine ilişkin 2.000 Euro kira bedelinin ödenmemesi üzerine davacı tarafından borçlu ...'a ... 8. İcra Müdürlüğü'nün 2014/2731 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça ödeme emrine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, belirterek itirazın iptaline, davalının %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde, dava konusu işyerini 15.10.2008 yılında kiraladığını, 15.10.2009 yılına kadar olan kira borcunu peşin olarak davacıya elden ödediğini, 03.09.2009 tarihinde kira sözleşmesinin süresi bitmeden başka bir işyeri kiraladığını ve kiralayanların da kabulünü alarak işyerini tahliye ettiğini, 2009 yılının 11 . ayının sonuna doğru 2.yıl kirasını da ödediğini, kiracı olarak bulunduğu döneme ilişkin kira borcu bulunmadığını, davacının, davalının terk etmiş olduğu işyerini davalının babası ...’ a sözlü sözleşme ile kiraladığını, kendisi ile olan kira sözleşmesini ise davacının feshetmediğini, dava konusu işyerinde ...ın kiracı olarak bulunduğunu, babası adına kira sözleşmesi düzenlemedikleri için babasına ait olan kira borcunu kendisinden tahsil etmeye çalıştıklarını, belirterek davanın reddini savunmuş, Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır.Anahtarın kiralayana teslimi, hukuki işlemin içerisinde yer alan bir maddi vakıa olmakla birlikte, sözleşmenin feshine yönelik bir hukuki sonuç doğurduğundan, bunun ne şekilde ispat edileceği hususu, yıllık kira bedelinin tutarı esas alınmak suretiyle, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nın 200 ve 201.maddeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. Eş söyleyişle, yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının üzerindeyse ve kiralayanın açık muvafakati yoksa bu yön kiracı tarafından ancak yazılı delille ispatlanabilir; tanık dinlenemez. Kiralayan anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek ve durumu kiralayana bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder.Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan 15/10/2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiralanan işyerinin davalı ... tarafından 03.09.2009 tarihinde başka bir işyeri kiralanarak tahliye edildiği iddia edilmiş, davacı kiralayan tarafından taşınmazın tahliye edildiğine karşı çıkılmıştır. İş bu davada davacı kiralayan 2009-2010 dönemi kira bedeli olan 2000 € nun tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, davalının söz konusu işyerini birlikte çalıştığı babası ile işini ayırmak suretiyle 2009 yılı içinde kiranın 1.yılı dolmadan terkettiği, işyerinin davalının babası tarafından kullanılmaya devam edildiği bu durumun davacı tarafından da bilindiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmakta olup davalı tarafından anahtar teslimi kanıtlanamadığı sürece devam ettiğinin kabulü gerekir. Sözleşmeyi kiracı sıfatıyla davalı ... imzaladığından davanın Nehir’e yönlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.Bu durumda mahkemece davalı tarafından anahtar teslimi kanıtlanamadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.