Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3804 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12909 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İtirazın iptaliMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı vekili Av. .... geldi. Davalı vekili gelmedi. Hazır bulunanların sözlü beyanı dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı hakkında kira alacağının tahsili için davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini, ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/79 Esas, 2010/502 Karar sayılı dosyasında, dava konusu taşınmazda kiracı olarak ...’ın bulunduğunun tespit edildiğini, ...aleyhine açılan davanın reddine karar verildiğini, kiralananın tahliyesi hakkında verilen kararın temyiz edilmeden kesinleştiğini, davalının kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin, davacıya ait taşınmazı 01/10/2003 tarihinde kiraladığını, bahse konu işyerini 10/07/2006 tarihinde devrettiğini, 01/02/2008 tarihinde aynı işyerinin davacının vekili tarafından ...'e kiraladığını, dava konusu taşınmaz ile 10/07/2006 tarihinde fiilen irtibatı kesilen müvekkilinin sözleşme tarihi olan 01/02/2008 tarihinden itibaren hukuken herhangi bir bağının kalmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu edilen icra takibinin ...ile yapılan sözleşme tarihi ve sonrasına ilişkin kira alacağı ile ilgili olduğu, ikinci kira sözleşmesi yapılmış olmakla davalı ile yapılan ilk kira sözleşmesinin sona erdiği ve davalının kiracı sıfatının bittiğinin kabul edilmesi gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından, 17.06.2011 tarihinde başlatılan icra takibi ile 01/02/2008-17/06/2011 tarihleri arasındaki toplam 49.200 TL kira alacağının tahsili istenilmiştir. Davacının dayandığı, 01/10/2003 başlangıç tarihli, bir yıl süreli, taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı, dava konusu taşınmaz ile hukuki ve fiili irtibatının kalmadığını beyan ederek, 01/02/2008 başlangıç tarihli, bir süreli yıl, kiracısı dava dışı ...olan kira sözleşmesini ibraz etmiştir. Mahkemece, ikinci kira sözleşmesinin düzenlenmesi ile ilk sözleşmenin sona erdiği kabul edilmiş ise de kira sözleşmesi, taraflarca fesh edilmediği veya mahkeme kararı ile ortadan kaldırılmadığı sürece geçerliliğini korur. Dava konusu taşınmaz hakkında dava dışı 3. kişi ile kira sözleşmesi yapılması davacı ile davalı arasında düzenlenen kira sözleşmesinin ortadan kaldırıldığı ya da feshedildiği anlamına gelmez. Taraflar arasında düzenlenen 01/10/2003 tarihli kira sözleşmesinin fesh edildiğine ilişkin delil ibraz edilmediğine göre birinci kira sözleşmesi olan 01/10/2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesi geçerlidir. Davacı ile davalı- kiracı arasındaki birinci kira sözleşmesi fesh edilmediği için 01/02/2008 başlangıç tarihli ikinci kira sözleşmesi hüküm ifade etmez. Öte yandan, ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/79 Esas, 2010/502 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı ... tarafından, ... ve ...hakkında tahliye ve kira alacağı istemiyle açılan davada, davalı ...'ın temerrüt nedeniyle tahliyesine,1.200 TL kira alacağının davalı ...'tan tahsiline, diğer davalı ...hakkında açılan davanın reddine karar verildiği, hükmün kesinleştiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında görülen ve yukarıda belirtilen kesinleşmiş ilam uyarınca da davalının kiracı olduğu sabittir. Bu nedenle Mahkemece, işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir olunan 1.350.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 10/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.