Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3799 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4049 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması-tahliyeİcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece itirazın kaldırılmasına kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı borçlular vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlular aleyhine ödenmeyen kira borçları nedeniyle ... 8. İcra Müdürlüğünde takip başlattıklarını, borçlular tarafından 29.08.2014 tarihinde borca itiraz edildiğini, davalıların itirazlarının kaldırılarak kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı borçlular vekili; müvekkillerinin 2009 yılından itibaren mirasçılardan... ile şifahi kira sözleşmesi yaptıklarını ve ödemeleri de...’a yaptıklarını, ...’ın bu ödemeleri aldığına dair müvekkiline belge verdiğini, takip ile müvekkilinden tekerrür kira alacağı istenildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı borçlu tarafın kira sözleşmesine veya kira bedeline yönelik açıkça bir itirazının söz konusu olmadığı, taşınmazın mirasçılarından...'a yapılan ödemenin takibin konusu kira borcunun ödendiği anlamına gelmediği, nitekim kiracılık ilişkisi takip alacaklısı ile davalı borçlular arasında tesis edilmiş olup kira bedelinin takip alacaklısına ödenmesi gerektiği gerekçesiyle itiraz kaldırılarak, tahliyeye karar verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiraya veren tarafından açılması gerekir. Kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Bu koşullar birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi bir paydaş tarafından açılan davaya sonradan diğer paydaşların onaylarının alınması şeklinde de sağlanabilir. Elbirliği mülkiyetinde, ortakların davaya katılmaları sağlanamaz ise miras bırakanın terekesine temsilci atanması sağlanarak temsilci huzuruyla dava yürütülür. Dava hakkına ilişkin olan bu hususların mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.Olayımıza gelince; İcra takibinin dayanağı olan 01.08.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin kiraya vereninin davacı ..., kiracılarının ise davalılar ... ve ... olduğu, takibin de her iki kiracı aleyhine başlatıldığı görülmektedir. Davanın dayanağı olan ... 8. İcra Müdürlüğü'nün 2014/16175 E. sayılı takip dosyasında ödeme emri borçlu kiracı ...’a 26.08.2014 tarihinde tebliğ edilmiş ancak diğer borçlu kiracı ...’a tebliğ edilmemiştir. İ.İ.K.nın 269.maddesinde ödeme emrinin tebliğinden sonra borçluların itiraz sebeplerini icra dairesine bildirebilecekleri, yasal ödeme süresi geçtikten sonra alacaklının icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği düzenlenmiştir. Anılan yasa hükmü uyarınca ödeme süresi ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren başlayacağından tebliğ edilemeyen ödeme emri karşısında otuzgünlük ödeme süresi de başlamaz. Borçlunun haricen icra takibini öğrenip itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında sonuca etkili değildir. Borçlulardan ...’un itiraz hakkı doğmadan kendiliğinden takibe itiraz etmesi sonuç doğurmaz. Davalı kiracılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan kiracılardan birine tebliğ edilen ödeme emrine dayanarak tahliye kararı verilemez. Bu durumda kiralananın tahliyesi isteminin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi doğru değildir.Öte yandan, davacı, 21.07.2014 tarihinde başlattığı icra takibinde 2008-2013 yılları arasındaki dönem için toplam 21.520,68 TL kira alacağının işlemiş faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, davalılar vekili itiraz dilekçesinde alacağa ilişkin zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Kendisine ödeme emri tebliğ edilemeyen kiracı ... diğer kiracı ... ile birlikte takibe itiraz etmekle, alacak yönünden takibe devam etme iradesini gösterdiğinden, davalı borçluların takibe itiraz dilekçelerinde ileri sürdükleri zamanaşımı itirazı üzerinde durularak buna göre alacak talebi yönünden karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı itirazı değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.Kararın bu nedenle bozulması gerekir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 09/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.