MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (İcra Hukuk)DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliyeİcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hallinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı, 04.02.2014 tarihinde başlattığı haciz ve tahliye istemli icra takibi ile 01.01.2008 tarihli sözleşmeye dayanarak Ekim 2010 ayından Kasım 2011 ayına kadarki 8.950,00 TL bakiye kira alacağı ile 4.836,29 TL işlemiş faizin tahsilini talep etmiştir. Davalı borçlu takibe itiraz dilekçesinde; müvekkili ile kiralayan arasında 01.01.2008 başlangıç tarihli, 3 yıl süreli, aylık 1.400 TL bedelli kira sözleşmesi bulunduğunu, ancak bu sözleşmenin icraya konulan sözleşme olmadığını, takibe konu edilen kira bedellerinin müvekkili tarafından...in banka hesabına muntazam olarak yatırıldığını beyan etmiştir. Bu durumda davalı borçlu itirazında, kira ilişkisine itiraz etmemiş, aksine alacaklı ile arasında 01.01.2008 başlangıç tarihli 3 yıl süreli kira ilişkisi bulunduğunu ve aylık kira bedelinin 1.400,00 TL olduğunu ileri sürmüştür. Davalı borçlunun bu şekildeki itirazı akde değil, borca itiraz niteliğindedir. İİK.nun 269/2 maddesi hükmüne göre borçlu itirazında sözleşmeyi ve sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılır. Davalı borçlu takibe itirazlarında açıkça ve ayrıca sözleşmeye karşı çıkmadığına göre kira ilişkisi kesinleşmiştir. Uyuşmazlıkta yargılamayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Alacaklı davacının, itiraz üzerine davalı ile aralarındaki kira ilişkisine istinaden itirazın kaldırılmasını istemesinde bir usulsüzlük yoktur. Bu itibarla mahkemece, işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.Karar bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 09/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.