Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3686 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11937 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/06/2013NUMARASI : 2012/1122-2013/943Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş, ancak dosyada pullarının olmadığı görüldüğünden duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalının müvekkiline ait 95/A-B-C nolu işyerlerinde kiracı olduğunu, taraflar arasındaki kira ilişkisinin 25 yıldan beri devam ettiğini, 2009/Eylül ayı itibariyle kira bedelinin aylık 6.500 TL olduğunu, davalının bu tarih itibariyle üç ayrı bağımsız bölümden oluşan işyerinde tadilata başladığını ve tadilat süresince işyerinin sadece bir bölümünü kullandığını, kullandığı bölüme ilişkin olarak 01.09.2009 başlangıç tarihli ve aylık kira bedeli 3.500 TL olan ayrı bir sözleşme yapıldığını, tadilat sonrası işyerlerinin birleştirildiğini, birleştirilen işyerlerine ilişkin olarak 2009 yılı itibariyle aylık kira bedelinin 15.000 TL olduğu konusunda anlaşmaya varıldığını, bu bedelin 3.500 TL’lik kısmının banka hesabına kalanının da elden ödendiğini, ancak davalının 2012 yılının ilk altı ayına ilişkin elden ödemesi gereken tutarı ödemediğini, söz konusu tutarın tahsili için davalı kiracı ve kefil hakkında icra takibi başlattıklarını ancak davalıların borca itiraz etmeleri nedeniyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili ise; davalı H.. A..’un sözleşmeyi kefil olarak imzaladığını, kefalet süresinin sözleşme süresi ile sınırlı olup davaya konu dönem bakımından müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, diğer davalı A. A..yönünden ise taraflar arasında davacının iddia ettiği gibi 6.500 TL bedelli bir sözleşme bulunmadığını, taraflar arasında geçerli sözleşmenin 01.09.2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli olup, sözleşmenin kiralananın bir bölümüne ilişkin olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, kira bedellerinin sözleşme uyarınca eksiksiz olarak ödendiğini belirtmiştir. Mahkemece; ibraz edilen 01.09.2009 tarihli kira sözleşmesinin işyerinin bir bölümüne ilişkin olduğuna dair davacının delil sunmadığı, sözleşmeye göre aylık kira parasının 3.500 TL olup bu miktar üzerinden kira bedelinin ödendiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasında kira ilişkisinin varlığı konusunda çekişme bulunmamaktadır. Davacı kira parasının aylık 15.000 TL olduğunu iddia etmiş ve her ay için 11.500’er TL eksik ödeme yapıldığından bahisle 2012 yılı ilk 6 ayına ilişkin toplam 69.000 TL kira alacağının tahsilini istemiştir. Davalı ise kira parasının aylık 3.500 TL olduğunu savunmuş ve buna ilişkin 01.09.2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesini ibraz etmiştir. Davacı ibraz edilen sözleşmeye karşı çıkmamakla birlikte sözleşmenin kiralananın bir bölümüne ilişkin olduğunu belirtmiştir. Davacı 01.09.2009 tarihli sözleşmenin kiralananın bir bölümüne ilişkin olduğu iddiasını dosyaya ibraz edilen deliller ile kanıtlayabilmiş değildir. Ne var ki davacı delil dilekçesinde “her türlü yasal delil” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan mahkemece davacıya bu konuda yemin deliline başvurup vurmayacağının sorulması keza kira parasının karşılığı olarak verildiği iddia edilen ve davacı tarafından dosyaya sunulan senetlere ilişkin olarak davalıların diyecekleri sorulup mahiyetlerinin açıklattırılması ve son olarak da alacağın taraflar arasında varlığı çekişmesiz olan 01.09.2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ve bu sözleşmedeki artış hükmü dikkate alınarak hesaplanması gerekirken belirtilen bu yönler dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda (2) No'lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.