Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3678 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4220 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İtirazın iptaliMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-)Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-)İcra takibine dayanak yapılan 01.10.2012 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiralanan büronun aylık kira bedelinin 400 TL olduğu, her ayın beşine kadar ödeneceği yıllık kira artışının ÜFE-TÜFE ortalamasına göre yapılacağı kararlaştırılmıştır. Davacı kiralayan tarafından başlatılan icra takibinde 2012 yılı Eylül ayı kira bedeli 400 TL ve işlemiş faizi 30,00 TL ile, 2013 Ekim ayı ila 2014 yılı Temmuz ayları açıklamasıyla 10 aylık kira alacağı 4.250,00 ve işlemiş faizi 143,00 TL, 2014 yılı Ağustos-Eylül ayları kira alacakları 850 TL olmak üzere toplam 5.500,00 TL asıl alacak ve 173,00 TL işlemiş faiz alaca??ının tahsili istenmiştir. İcra takibine itiraz edilmesi üzerine açılan eldeki itirazın iptali davasında davalı kira ödemelerini elden yaptığını savunarak, kiralayanın kira parasının ödenmediği hususunda yemin etmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kira ilişkisinin varlığını ve kira miktarını ispat yükü kiralayana, kira parasının ödendiğini ispat yükü ise kiracıya aittir. Taraflar arasında kira ilişkisi ve aylık kira bedeli konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kiracı icra takibine konu alacak miktarının elden ödendiğine dair savunmada bulunmuş ise de sunmuş olduğu delillerle elden ödeme savunması kanıtlanamamıştır. Bununla birlikte davalı açıkça yemin deliline de dayanmış olduğundan elden ödeme savunması yönünden davalının davacıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmadığından hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (2) no'lu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.