Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3614 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11007 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Zile Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/03/2013NUMARASI : 2012/136-2013/163Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tespiti davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, 24.609,68 TL olarak ödenen yıllık kira parasının 2012-2013 kira dönemi için yıllık 90.000 TL olarak tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, yıllık kira parasının 68.000 TL olarak tespitine karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili,dava dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanları ile, davalının 1.3.1994 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi gereğince kiracı olduğunu,yıllık 24.609,68 TL olarak ödenen kira parasının 2012-2013 kira döneminde yıllık net 90.000 TL olarak tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, 2012-2013 döneminde yıllık kiranın 26.636,13 TL olarak sözleşmedeki artış şartı gereğince artışların yapıldığını,talep edilen kiranın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, hak ve nesafet uygulamasına göre yıllık 68.000 TL kira parasına hükmedilmiştir.Dava konusu taşınmaz, Tokat,Zile'de 4 katlı bir bina olup öğrenci yurdu olarak kullanılmaktadır.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tesbite dayanak olarak bazı emsal kira sözleşmeleri değerlendirilmiş ise de davalı tarafın sunduğu emsal sözleşmelerin dikkate alınmadığı,bilirkişilerce re’sen emsal araştırması yapılmadığı anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesinin 6570 sayılı yasanın 2 ve 3.maddelerinin iptaline ilişkin 26.3.1963 tarih ve 3/67 sayılı kararı ile, 6570 sayılı yasanın kira parasındaki “sınırlı artış” ilkesi ortadan kaldırılmamıştır. Bununla birlikte kira parasının tesbiti yöntemini belirleyen 18.11.1964 tarih ve 2/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da kira parasının “hak ve nesafete uygun” seviyede takdiri ile “sınırlı artışı” öngörülmektedir. O nedenle kira parasının tesbiti bir sınırlamadır ve hakim kira parasını takdir ederken bunun bir sınırlama olduğunu gözetmelidir.18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı Y.İ.B.K. ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre “hak ve nesafet” ilkesi uyarınca hakim bu sınırlamayı yaparken, öncelikle tarafların tüm delilleri varsa emsal kira sözleşmeleri aslı veya onaylı örnekleri dosyaya alınmalı, bilirkişi marifetiyle kiralanan taşınmaz ve taraf emsalleri tek tek görülüp incelenmeli, böylece elde edilen veriler somutlaştırılarak, dava konusu yer ile emsallerin ayrı ayrı (konumu, çevresi, niteliği, kullanım şekli, kira başlangıç tarihi, kira süreleri vb.) kira parasına etki eden tüm nitelikleri karşılaştırılmalı, emsal kira bedellerinin niçin uygun emsal olup olmadığı somut gerekçelerle açıklanmalı, dava konusu taşınmazın yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira parası belirlenmeli, hakimce bu kira parası dikkate alınmak suretiyle hak ve nesafete; özellikle tarafların kira sözleşmesinden bekledikleri amaçlarına uygun makul bir kira parasına hükmedilmelidir.Mahkemece yukarıda açıklanan yönleri içermeyen genel ifadeli bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru değildir. Ayrıca, mahkemece, tespit edilen kira bedelinin net mi brüt mü olduğunun hükme yazılmamış olması da doğru değildir.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.