Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3572 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10491 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi-alacakMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye-alacak davasına dair karar, davacılar ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, sözleşme süresinin sona ermesi nedeniyle tahliye ve kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, tahliye talebinin reddine, kira alacağı talebinin ise konusu kalmadığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacılar vekilinin faize ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacılar vekili dava dilekçesinde; 31.07.2013 tarihinde sona eren kira sözleşmesinin yenilenmeyeceğinin 18.04.2013 tarihli ihtarname ile davalıya bildirildiğini, kira süresi bitmesine rağmen GSM baz istasyonunu kaldırmayarak işgal eden davalının müvekkillerine hiçbir bedel de ödemediğini ileri sürerek GSM baz istasyonunun binadan tahliyesi ile 01.08.2013 tarihinden bu yana haksız işgalin karşılığı olan kullanma bedeli 12.000 TL’nin haksız işgal tarihinden GSM baz istasyonunun kaldırılma tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; kira sözleşmesinin 5.maddesi ile kira sözleşmesini fesih hakkının kiracı müvekkiline tanındığını, ancak müvekkili şirketin kira sözleşmesinin feshi yönünde herhangi bir talebi bulunmadığından sözleşmenin 5 yıl süreyle 06.11.2018 tarihine kadar uzadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kiracı sözleşmede kararlaştırılan sürede fesih hakkını kullanmadığından sözleşmenin 06.11.2013 tarihinden itibaren 5 yıl süreyle yenilendiği, sözleşmede kiracıya tanınan bu hakkın kiralayanın ihtarı ile tek taraflı olarak ortadan kaldırılamayacağı gerekçesiyle davacının tahliye isteminin reddine, ayrıca davacı tarafça tahsili istenilen 13.500 TL kira bedelinin dava devam ederken davalı tarafça 24.12.2014 tarihinde 6.000 Dolar havale edilmek suretiyle ödendiği, bu durumda davacıların kira alacağı talebinin konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dava dilekçesi ile söz konusu alacağın yasal faizi ile tahsili istenmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu davaya konu kira alacağının 24.12.2014 tarihinde 6.000 Dolar havale edilmek suretiyle ödendiği ve kira alacağı talebinin konusu kalmadığından bahisle kira alacağı isteminin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilirken, davacının faiz istemi konusunda olumlu-olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu durumda dava devam ederken ödenen 6.000 Dolar kira alacağına ödeme tarihine kadar işletilecek yasal faiz istemi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekir. SONUÇ:Yukarıda 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 02.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.