Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3545 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8004 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 01/04/2014NUMARASI : 2012/901-2014/435Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 01/03/2012 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira bedelinin 360 TL olduğu, aylık peşin olarak ödeneceği, vadesinde ödenmeyen kira bedellerine aylık %10 gecikme bedeli ekleneceği, bir kira bedelinin ödenmemesi halinde kira dönemine ait diğer günü gelmemiş kira bedellerinin de muaccel hale geleceği, kiralananın mesken olarak kullanılacağı kararlaştırılmıştır. Davalı kiralayan tarafından 03/05/2012 tarihinde başlatılan icra takibi ile 11 aylık kira alacağı toplamı olan 3960 TL asıl alacak ve 396 TL işlemiş faiz alacağının tahsili istenmiştir. Ödeme emri 11/05/2012 tarihinde tebliğ edilmiş ancak icra takibine itiraz edilmemiştir. Davacı kiracı vekili dava dilekçesinde; Davalı kiralayan tarafından başlatılan icra takibi ile Türk Borçlar Kanunun'un 346. Maddesine aykırı olarak muaccel hale gelen kira alacaklarının tahsilinin istendiğini, kira bedellerinin davalının banka hesabına ödendiğini, 2012 yılı Mayıs ayı sonunda kiralananı boşaltmak zorunda kaldığını, 01/06/2012 tarihinde anahtarların kiralayana teslim edildiğini, belirterek icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 346. Maddesi hükümlerinin sözleşme imzalandıktan sonra yürürlüğe girdiğini, davacının 2012 yılı Nisan ayı kirasını süresinde ödemediğinden sözleşmedeki muacceliyet hükmü gereğince kira dönemi sonuna kadar olan muaccel kira borcu bulunduğunu, tahliyenin 12/07/2012 tarihinde öğrenildiğini, taşınmazın 01/08/2012 tarihinde yeniden kiraya verildiğini, davacının 01/08/2012 tarihine kadar olan kira bedelinden sorumlu olduğunu, kiracının hakkında takip yapılmasına kendisinin sebebiyet vermesi sebebiyle takip masrafları ve vekalet ücretinden de sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca muacceliyet şartının geçersiz olduğu takip tarihi itibarıyla kiralayanın sadece 2012 yılı Nisan ayı kirası 360 TL ile Türk Borçlar Kanun'unun120/2 maddesi gereğince getirilen sınırlamaya göre 0,54 TL işlemiş faiz alacağı talep edilebileceği belirtilerek davanın kısmen kabulüne davacının 360 TL asıl alacak ve 0,54 TL faiz alacağı olmak üzere 360,54 TL borçlu olduğu, fazladan talep edilen 3995,46 TL için borçlu olmadığının tespitine, davacı lehine 750 TL davalı lehine 750 TL vekalet ücreti takdirine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunamamasına göre davacı vekilinin ve davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) Davacı kiracı vekilinin davalı kiralayan lehine hesaplanan vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. Maddesine göre; Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücretinin, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği, ancak hükmedilen ücretin kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği düzenlemesi mevcuttur. Mahkemece davacı kiracının borçlu olduğu kabul edilerek davanın reddedilen kısmı 360 TL asıl alacak ve 0,54 TL faiz alacağı olmak üzere 360,54 TL olduğu halde davalı kiralayan yararına bu miktarı aşan şekilde 750 TL vekalet ücretine karar verilmesi doğru değildir. 3-) Davalı kiralayan vekilinin davacı kiracı lehine hesaplanan vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun kiracı aleyhine düzenleme yasağı başlıklı 346.maddesinde; kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği, özellikle kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu düzenlemesi mevcut olup yeni yasal düzenleme karşısında taraflar arasındaki sözleşmede mevcut olan muacceliyet şartının geçersiz hale geldiği kuşkusuzdur. Ancak davalı kiralayan tarafından icra takibi 03/05/2012 tarihinde başlatılmış olup takip tarihi itibarıyla davalı kiralayanın sözleşmedeki muacceliyet şartı nedeniyle sözleşme sonuna kadar olan kira paralarının tahsilini talep etmesinde bir usulsüzlük yoktur. Davacı kiracı kira parasını süresinde ödemeyerek muaceliyet şartının gerçekleşmesine sebebiyet vermiştir. Her ne kadar mahkemece dava kısmen kabul edilmiş ise de, açıklanan nedenlerle davalı kiralayan aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 09/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.