Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 346 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7677 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : TazminatMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiralanana yapılan dekorasyon bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, davacı ile davalılardan ... ile ... arasında 15.10.2011 tarihli, 5 yıl müddetli yine davacı ile davalılardan ..., ..., ..., ... ve ... arasında 15.10.2011 tarihli, 5 yıl müddetli kira sözleşmeleri bulunduğunu, sözleşmelerle adı geçen davalılardan 2 adet dükkan kiralandığını, her iki dükkana dekorasyon yapıldığını, kira ilişkisi devam ederken kiraya verenler dışındaki bir kısım kat maliklerinin ana yapının riskli olup olmadığına ilişkin 6306 sayılı yasa gereği tespit yaptırdıklarını, neticede binanın riskli olduğuna karar verilip, itirazların da reddedildiğini bundan sonra apartman yönetim kurulu toplantısında binanın yıktırılmasına karar verildiğini ve davacının taşınmazı 29.08.2013 de tahliye ettiğini, davacı tarafından delil tespiti yaptırılıp, bilirkişilerce 167.877 TL dekorasyon bedeli belirlendiğini, kiraya verenlerin sözleşme boyunca mecuru kullanıma uygun bulundurmadıklarından ve bina gizli ayıplı olduğundan mecurların metrekareleri oranında dekorasyon bedelinden sorumlu olduklarını, kiraya verenler dışındaki davalılar olan kat maliklerinin de bina yıkılıp yeniden yapıldığından değeri artacağından komşuluk ve fedekarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince sorumlu olduklarını şimdilik 50.000 TL tazminatın kiraya verenlerden, 50.000 TL tazminatın ise kat maliklerinden tahsiline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı tüm kiraya verenler her iki sözleşmede de kiracının dekorasyonları kendisinin yapacağına ilişkin hüküm bulunduğunu ve tahliye sırasında sözleşmeler gereğince dekorasyon bedeli talep edilemeyeceğini ayrıca söz konusu yasanın kiraya verme aşamasında yürürlükte bulunmadığını, sözleşmenin hukuki ve fiili imkansızlık nedeni ile sona erdiğini, binanın riskli olduğuna ilişkin yapılan tespite itiraz ettiklerini, apartman yönetim kurulu toplantısında binanın yıkılması için oy vermediklerini, durumu kiracıya bildirdiklerini, bina yeniden yapıldıktan sonra tekrar davacıya kiraya verebileceklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Diğer davalı kat malikleri de davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece kiraya verenin kusurlu davranışları sonucu oluşan imkansızlık hallerinde kiracının bu yüzden uğradığı zararın tazminini isteyebileceği, somut olayda ise kira sözleşmesi yapıldıktan sonra yürürlüğe giren bir yasa olan 6306 sayılı yasadan kaynaklı olarak binanın yıkıldığı tüm bu işlemlerde kira sözleşmesinin tarafı olan ve binadaki kat maliki olan davalıların kusurları bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının kat maliklerine yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacının, davalı kiraya verenlere ilişkin temyiz itirazlarına gelince ;Davacı ile davalı kiraya verenler arasında 15.10.2011 tarihli ve 5'şer yıl müddetli kira sözleşmeleri düzenlendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı her iki dükkanın ara duvarlarını kaldırarak birlikte kullanmış ve dükkanlara sözleşmenin 5 yıl süreli olması nedeniyle bir kısım dekorasyon harcamaları yapmıştır. TBK'nun 301. maddesinde ''Kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür '' düzenlemesi, aynı yasanın 308. maddesinde ''Kiraya veren, kusuru olmadığını ispat etmedikçe, kiralananın ayıplı olmasından doğan zararları kiracıya ödemekle yükümlüdür'' düzenlemesi bulunmaktadır. Bu durumda kiraya verenin sorumluluktan kurtulması için kusuru olmadığını ispat etmesi gerekmekte olup yasa değişikliği kusuru ortadan kaldırmaz. O halde davalı kiraya verenler bakımından işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ : Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.