MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali ve kira alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 2850 TL kira alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdir de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı vekilinin erken tahliye nedeniyle makul süre kira alacağına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Kiracının, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda Türk Borçlar Kanunu'nun 325.maddesi uyarınca kira sözleşmesinden doğan borçları kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Ancak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 114. maddesinde (Mülga 818 Sayılı BK.nun 98. maddesi) göndermesi ile aynı Kanun'un 52. maddesi (Mülga BK.nun 44. maddesi) uyarınca kiraya verenin de zararın artmasına neden olmaması gerekir. Bu durumda davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir. Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 03.12.2010 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiralanan 12.07.2012 tarihinde erken tahliye edildiğine göre davalı kiracılar yukarıda açıklandığı üzere taşınmazın aynı koşullarla yeniden kiraya verilmesine kadar geçecek makul süre kira parasından da sorumludur. Yargılama sırasında alınan bilirkişi ek raporunda bu hususa vurgu yapılmasına rağmen, mahkemece bu konuda bir araştırma yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece konusunda uzman bilirkişi kurulu ile yerinde keşif yapılıp kiralananın aynı koşullarla ne kadar sürede yeniden kiraya verileceğine ilişkin rapor alınarak davalı kiracıların sözleşme süresi ile sınırlı olarak belirlenen makul süre kira bedelinden sorumlu olduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tahliye tarihine kadar olan kira alacağına karar verilmesi doğru olmadığı gibi bilirkişiye faiz hesabı yaptırılmadan infazda tereddüt yaratacak şekilde eksik yada hiç ödenmeyen aylar kira bedellerinin muacceliyet tarihlerinden itibaren geçerli yasal faizleriyle tahsiline karar verilmesi de doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. ./..SONUÇ:Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.