Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3159 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2291 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 4. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/02/2013NUMARASI : 2012/131-2013/202Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava. kira alacağının tahsili için yapılan takipte borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ile dava dışı İ. S.. arasında yapılan 15/08/2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, davalının müvekkili aleyhine icra takibi yapma hak ve yetkisi bulunmadığını, takibe dayanak yapılan kira sözleşmesinde bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek müvekkilinin Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2011/18579 esas sayılı dosyaya konu alacaktan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Takipte 15/08/2006 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli kira sözleşmesine dayanılmıştır. Davacı kiracı takibe dayanak yapılan 15/08/2006 tarihli kira sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek imzaya itiraz etmiştir. Davacının şikayeti sonucunda bu hususta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/14430 Esas sayılı dosyasında soruşturma başlatıldığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK.'nun 211. maddesinde “ (1) Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. (2) Resmî senetlerdeki yazı veya imza inkâr edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda, mahkemece az yukarıda açıklanan yasal düzenleme uyarınca belirtilen soruşturma dosyasının sonucunun beklenilmesi ve sonucuna göre bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.