MAHKEMESİ : Gemerek Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/01/2014NUMARASI : 2013/54-2014/25Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, erken tahliye sebebiyle mahrum kalınan kira bedelinin davalıdan tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde,14/06/2002 başlangıç tarihli on yıl süreli yazılı kira sözleşmesi ile kiracısı olan davalının kira süresi dolmadan kiralananı boşalttığını, 14/06/2010- 14/06/2011 dönemine ilişkin kira alacağı olan 32.675.80 TL'nin tahsili için yapılan icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevabında, davacının tavrı nedeniyle kira sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ve anahtarın tevdii yerine teslim edildiğini davacının boş olan ve anahtarını teslim aldığı kiralanan için artık kira parası isteyemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece verilen ilk hükümde, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilerek Dairemizce bozulmuştur. Bozma ilamında kiracının kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda, kural olarak kira süresinin sonuna kadar olan kira parasından sorumlu olduğu, bununla birlikte davacı kiralayanın, bu yerin yeniden kiralanması konusunda gayret göstermesi, böylece zararın artmasını önlemesi için kendisine düşen görevi yerine getirmesi gerektiği, bu durumda davacının zararının tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibaret olduğu, kiralananın anahtarı 04/01/2010'da davacıya teslim edildiğinden yerinde keşif yapılarak 04/01/2010 tarihinden itibaren kiralananın aynı şartlarla yeniden kiraya verilmesi için gereken makul sürenin tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine işaret edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak mahallinde keşif yapılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda kiralanan tesisin aynı şartlarla yeniden kiraya verilebilmesi için gerekli sürenin 6 ( altı) ay olduğunun bildirilmesi üzerine mahkemece 6 aylık kira alacağı olan 16.159,40 TL üzerinden icra takibinin devamına ve davacı lehine hüküm altına alınan alacağın %20' si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi üzerine hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-)Dosya kapsamına toplanan delillere mevcut deliller takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-)Davalı vekilinin alacak miktarına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı kiralayan tarafından 05/07/2010 tarihinde başlatılan icra takibinde 14/06/2010-14/06/2011 dönemine ilişkin kira bedeli açıklamasıyla 32.675,80 TL alacağın tahsili istenmiştir. Kiralanan 04/01/2010 tarihinde tahliye edilmiş olup bir önceki 14/06/2009-14/06/2010 dönemi kira alacağının tahsil edildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tahliye tarihinden itibaren mahkemece kabul edilen 6 aylık makul sürenin sonu 04/07/2010 günü olduğuna göre takibe konu dönem başlangıcı olan 14/06/2010 tarihinden itibaren makul sürenin sonuna isabet eden 04/07/2010 tarihine kadar olan kira alacağı belirlenerek bu miktara hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde 6 ( altı) aylık kira alacağına hükmedilmiş olması doğru değildir. 3-) Davalı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Kiralananın tahliye tarihinden itibaren aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar olan boş kalan süre ve bu süreye karşılık gelen kira miktarı yapılan yargılama sonucunda tespit edildiğinden, mahkemece saptanan ve esasen makul süre kira tazminatı olan miktarın borca itiraz edildiği tarih itibariyle belirli ve muayyen olduğu söylenemez. Bu sebeple kabul edilen miktar üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş olması da doğru görülmemiştir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 26/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.