Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2969 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6352 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiralayanlar tarafından kiracı aleyhine açılan kiralanana verilen hasar bedelinden oluşan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 6.722 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar vekili, dava dilekçesinde,dava konusu Koza sokak 125. Sokak Daire no:7 GOP Çankaya Ankara adresindeki taşınmazda davacıların malik olduğunu, taşınmazın 01/02/2011 tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile davalıya kiraya verildiğini, davalının bilinmeyen bir tarihte taşınmazı tahliye ettiğini, (anahtarın 3.kişiden 10.09.2013 tarihinde alındığını) tahliye edilen taşınmaza gidildiğinde davalının kira kontratındaki hiçbir yükümlülüğünü yerine getirilmediğini, taşınmazın temiz olarak davalıya teslim edilmesine rağmen kiralananın hor kullanıldığını, mecurun zemini parke olduğu halde, üzerine kiracı tarafından halıfileks döşendiğini, tahliye sırasında da bu halıfileksin söküldüğünü, parkenin artık kullanılamaz durumda olduğunu, taşınmaza klima taktırılıp demonte esnasında da sökülerek duvarlara zarar verilip, duvarın kırık bir şekilde bırakıldığı, duvarların zarar görmüş olduğunu, kapılara bir takım materyaller çakıldığı, bu şekilde bırakıldığını,mutfak dolaplarının kırıldığını, dış kapı ve pencere doğramalarına da zarar verildiğinin ilk etapta saptandığını, sözleşme hilafına kiralananda bir çok noksanlıklar meydana geldiğini, hasarların tespiti için Ankara 10.SHM'nin 2013/162 D.İŞ dosyasında tespit yaptırıldığını ve 7.850 TL 'lik zararın olduğunun belirlendiğini belirterek 7.850 TL hasar bedelinin yasal faiziyle ile( tespit masraflarının da) davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde,kira sözleşmesinde taşınmazın ''boyalı ve temiz'' olarak teslim edildiği ibaresinin bulunmadığını, taşınmaza tüm tadilatların ve tamiratların davalı tarafından yapıldığını, davalının taşınmaza herhangi bir zarar vermediğini, taşınma sırasında kirlenmeler meydana geldiğini, taşınmazın tesliminden yaklaşık 4 ay sonra tespit yapıldığını, kiralananın 01.08.2013 de fiilen boşaltıldığını,10.09.2013 de anahtarın davacılara teslim edildiğini, geçen bu süre zarfında mecurun boş olup olmadığı yada başka kişiler tarafından kullanıp kullanılmadığı taraflarınca bilinmediğini, iddia edilen zararlardan davalının sorumlu tutulamayacağını, davacılar ile davalı firma yetkililerinin yapmış oldukları görüşmede şifahen 1000 USD teminat olarak verilen bedelin kiralayanlarda kalması hususunda mutabık kalındığını, taşınmazda meydana gelen olağan kullanım zararlarını bu bedelin fazlası ile karşılayacağını belirterek davanın reddini ve davanın kabulüne karar verilirse depozito bedeli ./..1000 USD depozito bedelinin mahsubuna karar verilmesini savunmuş, Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 6.722 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı T.B.K.’nun 316/1.maddesi (818 sayılı B.K.’nun 256.maddesi) hükmü uyarınca kiracı kiralananı özenle kullanmak ve aynı kanunun T.B.K.'nun 334. maddesi (B.K,’nun 266.maddesi) gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğünün ihlali halinde kiraya veren, bu yüzden uğradığı zarar için giderim isteminde bulunabilir. Ancak kiracı sözleşme sınırları içinde kiralanandan yararlanması sonucu meydana gelen yıpranma ve bozulmalardan sorumlu değildir. O nedenledir ki kiralanandaki hasar ve bozukluğun kötü (hor) kullanımdan kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti gerekir.Somut olayda; Taraflar arasında 01.02.2011 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği, kiralananın işyeri vasfında bulunduğu ve davalının taşınmazı 01.08.2013 tarihinde tahliye edildiği savunmasını kanıtlar anahtar teslim tutanağı sunulamadığı, davacı tarafça kiralananın anahtarının dava dışı 3.kişilerden 10.09.2013 tarihinde teslim alındığını beyan ettiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı tarafça anahtar teslimine ilişkin yazılı belge sunulamadığına göre davacının anahtarları teslim aldığını beyan ettiği tarih olan 10.09.2013 tarihinin tahliye tarihi olarak kabulünde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davacı tarafça kiralananda meydana geldiği ileri sürülen hasarın belirlenmesi için 28.11.2013 tarihinde Ankara 10.SHM'nin 2013/162 D.İŞ dosyasında tespit yaptırıldığı ve 7.850 TL 'lik zarar tespit edildiği görülmüştür. Mahkemece yargılama sırasında 23.05.2014 tarihinde mahallinde keşif yapılmış ve keşif sonucu hazırlanan 17.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda kiralananda 2.925.TL lik hasar bulunduğu belirlenmiş, bu rapora davacı vekilinin itirazı üzerine mahkemece yeniden rapor alınmasına karar verilmiş ise de bilirkişi ücretinin davacı tarafça yatırılmadığı gerekçesiyle yeni bir rapor alınmadan Mahkemece tespit raporu esas alınarak belirlenen hasar bedelinin davalıdan tahsiline karar verildiği anlaşılmıştır.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nun 400.maddesi (yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı HUMK'nun 368 ve devamı maddeleri) dayanılarak yaptırılan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporları aynı yasanın 405.maddesi (1086 sayılı HUMK'nun 374.maddesi) hükmü uyarınca asıl dava dosyasının eki sayılmakla birlikte, söz konusu raporlara karşı belirli sürede itiraz edilmemesi halinde kesinleşeceği veya aleyhine tespit yaptırılan kişi hakkında kesin delil niteliği kazanacağına dair yasal bir düzenlemeye de yer verilmemiştir. Bu nedenle delil tespiti yolu ile alının bilirkişi raporuna itiraz etmemiş olan taraf bu itirazını hüküm verilinceye kadar mahkemeye bildirebilir. Kaldı ki tespit raporunun iddiayı ve savunmayı karşılayıp karşılamadığı, hüküm kurmaya yeterli olup olmadığını denetleme işi hakime ait bir görevdir. Mahkemece, yargılama sırasında mahallinde keşif yapılmış,keşif sonucu hazırlanan 17.6.2014 tarihli bilirkişi raporunda kiralananda 2.925 TL lik hasar bulunduğu belirlenmiş,bu rapora davacı vekilinin itirazı üzerine mahkemece yeniden rapor alınmasına karar verilmiş ise de bilirkişi ücretinin davacı tarafça yatırılmadığı gerekçesiyle yeni bir rapor alınmadan tespit raporu ve yargılama sırasında alınan raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ve ayrıntılı gerekçe yazılmadan tespit raporu esas alınarak belirlenen hasar bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi hatalıdır. Ayrıca, Mahkemece, her ne kadar davacı tarafça bilirkişi ücreti yatırılmadığı gerekçesiyle yeni rapor alınmadan karar verilmiş ise de, mahkemece davacı tarafa bilirkişi ücreti yatırılması için süre verilmediği de görülmüştür. Bu durumda Mahkemece,tespit raporu ve yargılama sırasında alınan raporlar arasındaki çelişkinin giderilebilmesi ve kiralananda meydana gelen hasarın hor kullanmadan mı yoksa olağan kullanımdan mı kaynaklandığının ayrıntılı bir şekilde tespit edilmesi için gerektiğinde ../...yerinde yeniden keşif yapılarak yeni bir bilirkişi raporu alınarak (bu hususta gerektiğinde bilirkişi ücretinin yatırılması için kesin süre verilerek) sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde raporlar arasında çelişki giderilmeden ve hangi gerekçe ile tespit raporunun esas alındığı yazılmadan hüküm verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.