MAHKEMESİ : Ankara 4. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/04/2013NUMARASI : 2011/2432-2013/448Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiraya veren tarafından açılan kira sözleşmesinin devam ettiğinin tespiti ve ödenmeyen kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, 8500,00 TL kira alacağının tahsiline, kira ilişkisinin devam ettiğinin tespitine ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm kira alacağı yönünden davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının kiralananda 15.01.2011 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, kira parasının aylık 1500,00 TL olduğunu, Taraflar arasındaki kira sözleşmesi imzalanırken müvekkilinin davalıya “...adresindeki dükkanımın kira bedelinin tamamını aldım. Boya işçiliği ve içindeki pislikler atılıp kepenk tamiri yapıldıktan sonra kontrat fesh olacaktır. Yapılacak işler 30.07.2011 tarihine kadar yapılacaktır.” şeklinde yazılı belge verdiğini, söz konusu belgenin davalının kiracılığı ile ilgili olmayıp, eski kiracı ile olan kira sözleşmesinin feshine ilişkin olduğunu, davalı ile imzalanan kira sözleşmesinin bu nedenle devam ettiğini, davalının hiçbir bildirimde bulunmaksızın kiralananı boşalttığı ve 2011 Temmuz ayından 1000,00 TL bakiye kira borcunun bulunduğunu, ayrıca 2011 Eylül ve Ekim kirası toplam 3000,00 TL ile sözleşme gereğince muaccel hale gelen 2011 Kasım ve Aralık ayı kira parasını da ödemediğini, belirterek, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin feshedilmediğinin tespitine ve ödenmeyen 8500,00 TL kira parasının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin davacının da belirttiği belge ile feshedildiğini ve kiralananın 2011 yılı Haziran ayı içinde fesihe ilişkin belgedeki tadilatlar yapıldıktan sonra tahliye ediliğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 20.02.2013 tarihli celse de davaya konu taşınmazın gerekli tadilatlar yapıldıktan sonra 2011 Haziran ayı içerisinde terk edildiğini belirtmiş, ancak anahtarların ne zaman teslim edildiğini bilmediğini bildirerek beyanda bulunmak üzere mehil talep etmiş, 05.03.2013 tarihli dilekçesinde kiralananın anahtarlarının teslim edilmediğini, sonrasında müvekkili tarafından taşınmazın dış doğramaları yenilenirken içeriye girdiğini taşınmazın daha sonra 05.09.2012 tarihinde yeninden kiraya verilebildiğini beyan etmiş, mahkemece de kiralananın davalıya teslim edildiği kanıtlanamadığından davalının talep konusu 2011 Aralık ayına kadar kira paralarından sorumlu olacağından bahisle kira alacağına ilişkin istemin kabulüne, kiralananın hakimiyetinin davacıya geçtiği anlaşıldığından kira sözleşmesinin feshedilmediğinin tespitine ilişkin istem yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Davacı tarafından davalıya verilen “...adresindeki dükkanımın kira bedelinin tamamını aldım. Boya işçiliği ve içindeki pislikler atılıp kepenk tamiri yapıldıktan sonra kontrat fesh olacaktır. Yapılacak işler 30.07.2011 tarihine kadar yapılacaktır.” şeklindeki tarihsiz imzalı belge ile davacı kiraya verenin kira sözleşmesinin feshini kabul ettiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı söz konusu belgenin davacının kiracılığına ilişkin olmayıp, eski kiracı ile olan sözleşmenin feshine ilişkin olduğunu beyan etmiş ise de belgede kararlaştırılan tahliye tarihinin davalının kira sözleşmesinin devam ettiği dönem içinde olması, belgenin davalı kiracıya verilmesi karşısında davacının bu yöndeki beyanları olaya uygun değildir. Kaldı ki davacı vekili de 2011 Haziran ayında gerekli tadilatların yapılarak kiralananın terk edildiğini kabul etmiştir. Ne var ki kiralananın boşaltılması tahliye anlamına gelmeyeceğinden kiracı kiralananın teslim tarihine kadar olan kira parasından sorumludur. Davalı kiralananı davalıya teslim ettiğini iddia etmişse de kanıtlayamamıştır. Taraflar arasında yazılı şekilde anahtar teslimine ilişkin bir tutanak düzenlenmemiştir. Tevdi mahalli tayin ettirilmediği gibi notere de usulüne uygun şekilde bırakılmamıştır. Ancak kiralananın davacı kiraya verenin hakimiyetine geçtiği davacının da kabulündedir. Kiralananın hakimiyetine geçmesi kiralananın teslimi sonucunu doğuracağından, kiralananın hangi tarihte davacının hakimiyetine geçtiği üzerinde durularak gerektiğinde bu husus davacıya açıklattırılarak, davalının sorumlu olacağı kira parası belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile kira parasının tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.