Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 294 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16263 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalılardan ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, beş adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.Paydaşlığın(ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. HMK.nın 27.maddesi hükmü uyarınca davada bütün paydaşların (ortakların) yer Alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.Olayımıza gelince; Ortaklığın giderilmesine karar verilen 1082 ada 11 parsel, 872 ada 42 parsel, 872 ada 55 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olan ... Eşi ..., ... oğlu ..., ... oğlu ...'nın dava dilekçesinde taraf olarak gösterilmedikleri gibi yargılama sürecinde de davaya dahil edilmedikleri anlaşılmaktadır. Ayrıca 1082 ada 11 parsel sayılı taşınmaz paydaşlarından ... eşi ...'nın tapu kaydında baba adının ve soyadının yazılı olmadığı görülmektedir. Öncelikle ... eşi ...'nın tapuda baba adının ve soyadının düzeltilmesi için davacı vekiline yetki ve süre verilmesi, tabuda paydaş olan kişinin kimliğinin tespitinden sonra adları belirtilen tapu maliklerinin sağ ise kendilerinin, ölü iseler mirasçılık belgelerinin dosyaya ibrazı sağlanarak mirasçılık belgesine göre taraf teşkilinin sağlanması ve daha sonradan işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan sonuca gidilmesi isabetsizdir. Öte yandan davanın borçlu ortağın alacaklısı tarafından açıldığı gözetilerek, dava konusu taşınmazların değerleri belirlenip hüküm tarihi itibariyle borçlu ortağın borç miktarı sorulup tespit edilerek borçlu ortağa düşecek pay belirlenmek suretiyle borcu karşılayacak miktarda taşınmazın satışına karar verilmesi gerekirken icra dairesinden borç miktarı sorulmadan ve taşınmazların değerleri belirlenmeden dava konusu taşınmazların tamamının satışına karar verilmiş olması ve hüküm kısmında satış bedelinin ne şekilde paylaştırılacağının belirtilmemesi de doğru olmamıştır.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.