MAHKEMESİ : Bursa 1. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/12/2013NUMARASI : 2012/1230-2013/2064Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye, alacak, menfi tespit ve istirdat davasına dair karar, davacı-k.davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Asıl dava, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Birleşen davada, davalı kiracı bir kısım ayların kira paraları ödendiği halde mükerrer tahsil edildiğini belirterek istirdat davası açmıştır. Mahkemece tahliye konusuz kaldığından tahliye hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı kiraya verenin kira alacağı tahsil edilmiş olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davada 3.897 TL alacağın istirdatına, 2.500 TL üzerinden % 40 tazminata karar verilmiş, hüküm davacı-davalı kiraya veren tarafından temyiz edilmiştir.1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-davalı kiraya veren vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Davacı kiraya veren vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı kiraya veren vekili dava dilekçesinde; Davalı kiracıya Ekim, Kasım, Aralık/2010, Ocak, Şubat, Mart/2011 aylarına tekabül eden aylık 500 TL'den 3.000,00 TL ve Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz/2011 aylarına tekabül eden aylık 550,00 TL'den 2.200,00 TL olmak üzere toplam 5.200,00 TL'nin ödenmesi için ihtarname keşide edildiğini, buna rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, ayrıca aylık 550 TL den Ağustos ve Eylül 2011 kira bedellerinin de ödenmediğini belirterek toplam 6.300 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece verilen önceki 12.12.2011 tarihli kararda davacının alacağı hüküm altına alınmış, davalının temyizi üzerine davalıya yapılan tebligatın geçersiz olduğu belirtilerek karar Dairemizce bozulmuştur. Bu arada hükmün icraya verilmesi üzerine davalı kiracının 21.03.2012 tarihinde mahkemece hüküm altına alınan 6.300 TL'yi ferileriyle birlikte tüm istirdat ve şikayet haklarını saklı tutarak 9.022.09 TL olarak ödediği görülmüştür. Bu durumda davacı kiraya verenin toplam talep ettiği alacak miktarından davalı kiracının ödediği miktar indirilerek, davacı kiraya verenin bakiye alacağının hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde alacağın tahsil edilmiş olması nedeni ile davacı kiraya verenin alacak talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru değildir. 3- Davacı-davalı kiraya veren vekilinin birleşen davaya ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davalı kiracı birleşen davada 2010 yılının Ekim, Kasım, Aralık ayları ile 2011 yılının Ocak, Şubat ve Mart ayları kira bedellerini mükerrer ödediğini belirterek menfi tespit ve istirdat davası açmıştır. Aralık 2010 ayı kira bedeli için bu davanın davacısı kiracı, davalı kiraya verene yemin teklif etmiş davalı kiraya verenin yemin eda etmesi üzerine mahkemece 2.500 TL'nin ferileriyle birlikte 3.897 olarak istirdatına karar verildiği görülmüş ise de zımnen reddedildiği anlaşılan 2010 yılının Aralık ayı kira parası ile ilgili hüküm kurulmamıştır. Bu durumda bu ay kira alacağı ile ilgili davanın reddine karar verilmesi gerekirken bundan zuhul olunması doğru değildir. 4- Davalı kiracı, kira alacağını 21.03.2012 tarihinde icra dairesine ödemiş, 23.03.2012 tarihinde eldeki davayı açmıştır. Davacı kiracı her ne kadar dava dilekçesinde menfi tespit ve istirdat talebinde bulunmuş, mahkemece de davacı kiracının bir kısım kira alacağı yönünden borçlu olmadığının tespitine ve alacağın istirdatına karar verilmişse de; Davacı kiracının açtığı dava önce menfi tespit olup ödemeden sonra istirdata dönüşmemiştir, ödemeden sonra açılan istirdat davası bakımından bu tür davalarda, davanın borçlu lehine sonuçlanması halinde alacaklı aleyhine icra tazminatı "kötüniyet tazminatı" ödeneceğine ilişkin İİK'da bir hüküm bulunmamaktadır. Zira, gerek icra tazminatı, gerekse icra inkar tazminatı İİK.nun 72.maddesinde sadece menfi tesbit davaları bakımından öngörülmüş bulunmaktadır. O halde, istirdat davasına konu olan miktar bakımından borçlu yararına icra tazminatına hükmedilmesi doğru değildir. Kaldı ki İİK. 72. maddesi hükmü gereği menfi tespit davalarında dahi kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için, takibin haksızlığı yanında, davalı kiraya verenin takip yapmakta kötü niyetli olduğunun da kanıtlanması gerekir. Davalı kiraya verenin kötü niyetli olduğu davacı kiracı tarafından ispat edilemediğinden, kötü niyet tazminatına ilişkin talebin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle davacı kiraya verenin sair temyiz itirazlarının reddine, 2, 3 ve 4 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.