Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2747 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10088 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Turgutlu Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/11/2012NUMARASI : 2011/1716-2012/1305Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davalılardan B.. K.. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece,davanın kabulü ile itirazın iptali ile takibin devamına, kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm hakkında alacak yönünden hüküm kurulan davalı B.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, 01.03.2010 tarihinden itibaren ödenmeyen ve kira sözleşmesi 4. maddesi gereği muaccel hale gelen kira bedellerinin tahsiline yönelik başlattığı icra takibine itirazın haksız ve yersiz olduğunu bu nedenle itirazın iptaline,%40 icra inkar tazminatına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili,davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptali ile takibin devamına,kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Davacı vekili 01.11.2008 başlangıç tarihli ,5 yıl süreli, aylık net 5.500,00 TL bedelli işyeri kira sözleşmesine dayanarak, 01.03.2010 tarihinden 01.01.2011 tarihine kadar aylık 4.550,00 TL.den, 01.01.2011 tarihinden 01.11.2013 tarihine kadar aylık 6.530,00 TL.den kira ödenmeyen ve kira sözleşmesi 4. maddesi gereği muaccel hale gelen kira alacağının tahsili amacıyla davalı borçlular aleyhine tahliye talepli icra takibi başlatmıştır.Davalı B.. K..'nun anılan kira sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunduğu görülmüştür. Her ne kadar davalılar 01.11.2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin taraflar arasında hiçbir zaman geçerli olmadığını belirterek dosyaya ibraz ettikleri bila tarihli kira sözleşmesi ile kira bedelinin aylık 1.500,00 TL olarak belirlendiğini ve davalı B.. K..'nun bu sözleşmede müteselsil kefilliğinin olmadığını ileri sürseler de taraflar arasında akdedilen 01.11.2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesi tarafların ortak iradesi ile feshedilmedikçe veya mahkeme kararı ile ortadan kaldırılmadıkça geçerliliğini korur. 01.11.2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesi özel şartlar 9. maddesi gereğince kefilin kefaletinin müşterek veya müteselsil olup kefilin kontratın ilk yapıldığında ki kira dönemi ve belirlenen süre için kefaletinin mevcudiyetinin devam edeceği kararlaştırılmış, 6. maddesinde ise yıllık kira artışının Devlet İstatistik Kurumu'nun açıklayacağı yıllık enflasyon oranı kadar arttırılacağı kararlaştırılmıştır. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan BK.nun 484. maddesi gereğince kefalet sözleşmesinin geçerli olması için yazılı şekilde yapılmış olması yanında ayrıca kefilin mesul olacağı miktarında gösterilmiş olması gerekir. 12.4.1944 tarih ve 14-13 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; kefilin sorumlu olduğu miktar açıkça gösterilmiş olsa dahi kefalet sözleşmesi içeriğinden kefilin sorumlu olduğu miktarın anlaşılması mümkün ise bu husus mahkemece resen gözetilerek kefaletin geçerli olduğu sonucuna varılmıştır. Kefilin basit bir hesapla sorumlu olacağı miktarı, tespit etmesi mümkünse kefilin sorumlu olacağı muayyen miktarın gösterildiğinin kabulü gerekir. Öte yandan BK.nun 493. maddesi gereğince kefil mahdut bir zaman için kefil olmuşsa asıl borçlunun o zaman dilimi içindeki ödemediği borcundan sorumludur.Kira sözleşmesi özel şartlar 9. maddesi uyarınca davalı müteselsil kefilin sorumlu olduğu dönem belirlidir.Bu nedenle mahkemece,takip konusu döneme ilişkin kira borcundan davalı müteselsil kefilin de sorumlu olduğunun kabulü isabetlidir. Ancak taraflar arasında geçerliğini koruyan kira sözleşmesinin artış hükmü dikkate alınarak takip konusu döneme ilişkin kira miktarı bilirkişi marifetiyle belirlendikten sonra davalı müteselsil kefilin sorumlu olacağı kira alacağına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı B.. K.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün davalı B.. K.. yönünden alacağa hasren BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.