Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2693 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 752 - Esas Yıl 2005





Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava,işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin oğlunun halen kirada tekstil makinaları ticareti ve tamiri işini yaptığını, kiralayan tarafından işyerinden tahliyesinin talep edildiğini, davalının kiracı olduğu yer ile bitişikteki boş dükkanı birleştirilerek aynı işini oğlunun burada yapmaya devam edeceğini bildirerek davalının tahliyesini İstemiş, davalı vekili ihtiyacın samimi olmadığından davanın reddini savunmuştur. 6570 sayılı Yasanın 7/c maddesine göre işyerine ihtiyacına dayalı olarak açılan tahliye davalarında ihtiyaçlının kirada olması halinde ihtiyacın varlığının kabulü için ihtiyaçlının ya tahliye tehdidi altında bulunması veya kiralananın yapılacak iş İçin daha üstün nitelikte olması, en azından halen iş yapılan yerle eşdeğer nitelikte bulunması gerekir. Eşdeğerlik durumu varsa mülkiyet hakkına üstünlük tanınmalıdır. Bu iki halden birisinin varlığı ihtiyacın kabulü için yeterlidir. Her iki halin birlikte olması gerekmez. Tahliye tehdidinin varlığı davacı tarafından ileri sürülmemiş ise mahkemece kendiliğinden nazara alınamaz. Oysa kiralananın halen iş yapılan yerden üstün olduğu ileri sürülmemiş olsa bile ihtiyaç iddiasının içinde bu husus da mevcut olduğundan mahkemece uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılarak kıyaslama suretiyle bu hususun belirlenmesi gerekir. Olayımıza gelince; davacı vekilinin davasını tahliye tehdidine dayandırdığı, yargılama sırasında ihtiyaçlının 8.4.2004 tarihli karar ile kiracı bulunduğu yeri tahliye etmesine karar verildiği ve Çankaya'da 3.3.2004 tarihinden itibaren başka bir yerde kiracı olarak faaliyete geçtiği anlaşılmıştır. Davacı tanıkları ihtiyacı doğrulamışlardır. Tahliye tehdidi her ne kadar başlı başına bir tahliye sebebi ise de ihtiyaçlı yargılama sırasında başka bir yere kiracı olarak taşındığından ve kiralananın bitişiğinde boş yer olduğundan ihtiyaçlının halen kirada bulunduğu yer İle boş olan davacıya ait yer ve kiralananda mukayeseli keşif yapılarak boş yerin tek başına ihtiyaç İçin yeterli olup olmadığının, yetersiz ise iki dükkanın birleştirilmesinin mümkün bulunup bulunmadığının ve kirada faaliyette bulunan yer ile kiralananın nitelik ve nicelikleri bakımından mukayesenin yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile ve en son 2001 yılında açılan ve reddedilen tahliye davaları esas alınarak davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü İle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.3.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.