Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.Uyuşmazlık, 3-16-36 ve 37 no'lu parsellerin paydaşlığının giderilmesine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin 280 ada 16-36 ve 37 no'lu parsellerin maiiki olup, imar planına göre davacının bu taşınmazı ile davalıya ait 3 no'lu taşınmazın şüyulu hale geldiğini, davacının tüm girişimlerine karşın tarafların anlaşamadığını, İmar Yasası'nın 16. maddesi hükmü gereğince parsellerin şüyulandırılması ve maliklerin altı ay içinde anlaşma sağlayamaması halinde paydaşlığın giderilmesi davası açılabileceğini belirterek, taşınmazların satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.3194 sayılı İmar Kanunu'nun 16. maddesi hükmü gereğince belediye veya mücavir alan sınırları içinde bulunan ve bu yasa hükümlerine göre şüyulandırılan taşınmazların sahipleri ilgili idarenin konuya ilişkin yaptığı tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde aralarında anlaşamadıkları takdirde paydaşlığın giderilmesi davası açabilirler. İmar çalışmaları sonucu başka şahıslara ait kadastro parselleri kısmen veya tamamen parçalara ayrılarak veya birleştirilerek yeni İmar parselleri oluşturulabilir. Şüyulandırma sonucu oluşan imar parseli paylı mülkiyet hükümlerine tabi yeni bir taşınmaz kimliği kazanır. Bu şekilde oluşan taşınmazlarda paydaşlığın giderilmesi davası açılabilmesi için yeni meydana getirilen imar parselinin tapuya kayıt ve tesciline gerek yoktur. Yeni imar parseli tescil edilmeden de dava açılabilir. Ancak yargılama sırasında ilgililerine tapuya tescil işlemini yaptırmak üzere süre ve olanak tanınması gerekir. Zira bu yeni tapu kaydı üzerinden paydaşlığın giderilmesine karar verilebilecektir.Olayımıza gelince; dava konusu edilen 16-36 ve 37 no'lu parseller davacı, 3 no'lu parsel ise davalı adına kayıtlı iken Niğde Belediye Encümeni'nin 26.04.2005 gün ve 361 sayılı kararı ile şüyulandırıfarak taşınmazların tapu kayıtlarına bu konuda şerh düşülmüştür. Bununla birlikte tapu kayıtlarında taşınmazlar halen müstakil varlıklarını korumaktadır. İfraz ve tevhit işlemleri idari işlemler olup, yukarıda açıklandığı üzere İmar Kanunu'nun 15 ve 16. maddeleri gereğince tevhit işlemi yapıldığı takdirde paylılık durumu meydana gelecektir. Bu nedenle mahkemece davacıya imar planında kalan dava konusu taşınmazların plana uygun şekilde tevhidini sağlamak üzere süre verilmesi, paylılık durumu oluştuğunda işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken taraflar adına bağımsız parsel olarak kayıtlı taşınmazların satışına karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK'nın 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene İadesine, 08.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.