Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 258 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3425 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İtirazın iptali-TahliyeMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile icra takibine yapılan itirazın kısmen iptaline, dava tarihinden sonra tahliye gerçekleşmiş olduğundan tahliye konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 15.10.2009 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede ilk yıl kira bedelinin 5.000,00 Euro diğer yıllar için yıllık 6.250,00 Euro olduğu, kira bedelinin peşin olarak ödeneceği, kiracının kiralananı boşaltmak istediği takdirde bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmek zorunda olduğu kararlaştırılmıştır.Davacı tarafından 01.11.2013 tarihinde başlatılan icra takibinde yıllık 6.250,00 Euro üzerinden 15.10.2011, 15.10.2012 ve 15.10.2013 tarihli kira alacakları toplamı 18.750,00 Euro kira alacağı ile 1.763,02 Euro işlemiş faiz alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı, ödeme emrinin tebliği üzerine icra takibine itiraz ederek, kira bedelinin yıllık 6.000,00 Euro olduğunu, 15.10.2011 tarihine kadar olan kira bedellerinin ödendiğini, 1.000,00 Euro daha ödeme yaparak kira dönemi başlangıcının 1 Ocak olarak uzatıldığını, yeni dönem kirasını ise kendisine banka hesap numarası verilmediği için ödeyemediğini, mülk sahibine 2 yıllık 12.000,00 Euro kira borcu olduğunu, 2014 kirasının ise henüz oluşmadığını zamanı geldiğinde ödeneceğini, miktar ve içerik olarak takibe itiraz ettiğini bildirmiş, itiraz dilekçesi ekinde 09.04.2011 tarihli 6.000,00 Euro ve 11.04.2011 tarihli 1.000,00 Euro bedelli tediye makbuzlarını sunmuştur.Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının itiraz dilekçesinde bahsettiği ödemelerin icra takibine takibe konu dönemler ile ilgisinin bulunmadığını, önceki dönemlere ilişkin ödemeler olduğunu, davalının kira bedellerini ödemediğini belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili ise, Kayseri 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/485 Esas sayılı dosyası ile tarafları, konusu, dava sebebi aynı olan bu davanın derdestlik sebebiyle usulden reddedilmesi gerektiğini, aynı konuda tekrar dava açmakta davacının hukuki yararı bulunmadığını, taraflar arasındaki sözlü anlaşmayla kira bedelinin yıllık 6.000,00 Euro olarak belirlendiğini, müvekkilinin Ocak 2014 tarihinde geçmiş 2 yıl ve gelecek 1 yıl için 18.000,00 Euro ödemesinin kararlaştırıldığını, davacının anlaşmaya aykırı davrandığını, banka hesap numarası verilmediğinden ve anlaşmaya aykırı davranılarak icra takibi yapıldığından dolayı müvekkilinin ödeme yapamadığını, 6.000,00 Euro ve 1.000,00 Euroluk tediye makbuzlarının da iddialarını doğruladığını, belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalının kısmi itirazına rağmen takibin tamamının durdurulduğu, şikayet yoluna gidilmediği, toplam 18.750,00 Euro kira borcundan davalının 6.750,00 Euroluk kısma karşı çıktığı, buna karşılık 6.000,00 Euro +1.000,00 Euro toplamı 7.000,00 Euroluk tediye makbuzu sunulduğu, artan 250,00 Euronun ise icra takibinde kabul edilen borç miktarı olan 12.000,00 Euro'dan düşüldüğü belirtilerek 11.750,00 Euro üzerinden itirazın iptali isteminin kabulüne, kabul edilen asıl alacak miktarı olan 11.750,00 Euro'nun % 20'si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava tarihinden sonra tahliye işlemi gerçekleştirilmiş olduğundan tahliye istemi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dosya kapsamına toplanan delillere mevcut deliller takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekili ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazların yerinde değildir. 2-) Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Davalı vekili, her ne kadar yıllık kira bedelinin 6.000,00 Euro olduğunu ve kira başlangıcının da 1 Ocak tarihi olarak kararlaştırıldığını iddia etmiş ise de bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Kira ödemesine ilişkin olarak sunduğu 09.04.2011 tarih ve 272 nolu tediye makbuzu ile 2010 ve 2011 yılı kira bedeli açıklamasıyla 6.000,00 Euro ve 11.04.2011 tarih ve 273 nolu tediye makbuzu ile 2011 yılı kirasından bakiye açıklamasıyla 1.000,00 Euro ödendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece 2010-2011 kira dönemi için yapılan bu ödemelerin tamamının, icra takibine konu edilen 15.10.2011 ila 15.10.2014 tarihleri artasındaki 3 yıllık kira dönemine ilişkin alacaklardan mahsubu doğru değildir. 3-) Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Davalı icra takibine itiraz dilekçesinde 2 yıllık kira borcu olarak 12.000,00 Euro borç miktarını kabul etmiştir. Mahkemece icra takibinde itiraza uğrayan kısım yönünden değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken icra takibinde talep edilen alacak miktarının tamamına itiraz edilmiş gibi yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 4-) Davalı vekilinin, tahliye tarihine kadar olan kira bedellerinden sorumlu olduğuna yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı tarafından aynı icra takibi nedeni ile açılan itirazın kaldırılması ve tahliye davasında .... İcra Hukuk Mahkemesinin 13.02.2014 tarih ve 2013/485 Esas 2014/65 Karar sayılı kararla itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş olup dosya arasında bulunan .... İcra Müdürlüğünün 2013/8967 sayılı takip dosyasındaki 25.03.2014 tarihli tutanakla kiralananın icra müdürlüğünce tahliye edilerek anahtarların alacaklı vekiline teslim edildiği anlaşılmaktadır. Davacı icra takibinde, 15.10.2013-15.10.2014 dönemini kapsayan kira alacağı olan 15.10.2013 tarihli kira alacağını da talep etmiş olup kiralananın icra müdürlüğünce tahliye edildiği tarih, icra takibine konu bu son dönem içerisinde kalmaktadır. Kiralananın kiracı tarafından kira süresinden önce haksız olarak tahliye edilmesi halinde, kural olarak kiracı dönem sonuna kadar olan kira paralarından sorumludur. Ne var ki, kiraya verenin de tahliye sonrasında üzerine düşeni yerine getirmesi ve kiralananın yeniden kiraya verilmesi için çaba göstermesi gerekir. Bu durumda davacı kiracının sorumluluğu, kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilmesi için geçecek süre kira parası ile sınırlıdır. Dava konusu olayda, her ne kadar kiralanan, kiralayanın kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi istemiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine, itirazın kaldırılması ve tahliye davasında verilen tahliye kararı gereği tahliye edilmiş ise de, bu duruma davacı kiracının kira bedelini süresinde ödememesi ve temerrüde düşmesi sebep olmuş, başka bir anlatımla kiralananın tahliyesine kiracı kendisi sebebiyet vermiştir. Bu durumda kiracı yukarıda açıklandığı üzere taşınmazın aynı koşullarla yeniden kiraya verilmesine kadar geçecek makul süre kira parasından sorumludur. Taraflar arasındaki sözleşmede kiracının boşaltmak istediğinde bir ay önceden bildirmesi gerektiği düzenlemiş olduğundan makul süre taraflar arasındaki sözleşme ile bir ay olarak öngörülmüştür. Mahkemece icra takibine konu son dönem yönünden, kiralananın tahliye edildiği tarihe kadar olan kira alacağı ve tahliyeden sonraki bir aylık süreye karşılık gelen makul süre kira alacağı da hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususun da gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 21.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.