MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : AlacakMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira sözleşmesinin haksız feshi durumunda sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı dava dilekçesinde, davalı ile aralarında 04.02.2010 başlangıç tarihli 5 yıl süreli Çiğ Köfte Satış Mağazası olarak kullanılmak üzere imzalanan kira sözleşmesinin, kira bedeli ile yönetim giderinin yüksek olduğu gerekçesiyle davalı kiracı tarafından tek taraflı feshedildiğini, sözleşmenin haksız fesih nedeniyle sonlandırılması durumunda ödenmesi kararlaştırılan cezai şart başlıklı 29. maddesinde; “..veya kiracı bu sözleşmeyi haksız feshetmesi halinde, kiracı kiraya verenin her türlü zarar, ziyan, tazminat hakkı saklı kalmak üzere kiraya verene 1 yıllık asgari kira bedelini cezai şart olarak öder. İşbu madde sözleşmenin hertürlü feshinden etkilenmeyerek geçerli kalacaktır.” şeklinde düzenleme yapıldığını belirterek yıllık 17.760 Euro cezai şartın karşılığı olan 39.357TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsilini istemiştir. Davalı cevap dilekçesinde, 15.06.2012 tarihinde yüksek kira bedeli ve aidat gideri nedeniyle noter ihtarı ile sözleşmeyi feshettiğini ve 30.06.2012 tarihinde tahliye ettiğini, genel işlem koşuluna aykırı olan cezai şartı kabul etmediklerini belirterek haksız ve yersiz davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile 39.357TL’nin dava tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.Taraflar araasındaki 04.02.2010 başlangıç tarihli 5 yıl süreli, asgari aylık kira bedelinin 1.yılda aylık 1110Euro+KDV, ikinci yılda aylık 1295Euro+KDV, 3. yılda aylık kira bedelinin 1480Euro+KDV ve Çiğ Köfte Satış Mağazası olarak kullanılmak üzere kira sözleşmesi ile cezai şart başlıklı sözleşmenin 29. maddesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 29. maddesinde; “..kiracı bu sözleşmeyi haksız feshetmesi halinde, kiracı kiraya verenin her türlü zarar,ziyan, tazminat hakkı saklı kalmak üzere kiraya verene 1 yıllık asgari kira bedelini cezai şart olarak öder. İşbu madde sözleşmenin hertürlü feshinden etkilenmeyerek geçerli kalacaktır.” şeklinde cezai şart düzenlemesi yapılmıştır. İlgili hüküm B.K'nun 158 vd. (T.B.K'nun 179 vd.) maddelerinde düzenlenen cezai şart niteliğindedir. Davalı kiracı yüksek kira bedeli ve aidat gideri nedeniyle 15.06.2012 tarihli noter ihtarı ile sözleşmeyi feshetmiş, mecuru 30.06.2012 tarihinde tahliye etmiştir. Tarafların karşılıklı iradeleri ile kararlaştırılan kira bedeli ve aidat gideri sözleşmenin taraflarını bağlar. Kira bedelinin ve aidat giderinin yüksek olduğu gerekçesiyle sözleşmenin feshi haklı bir fesih olarak değerlendirilemez.Cezai şart, geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi ya da belli bir yerde, belli bir zamanda yerine getirilmemesi durumunda, borçlunun ödemesi gereken bir edimdir. Cezai şartın ceza ve tazminat fonksiyonu olup, Borçlar Kanununda bu iki fonksiyon kaynaştırılarak bileşik sistem kabul edilmiştir.B.K. 161/son (T.B.K. 182/son) maddesi hakime fahiş gördüğü cezai şartı indirme yükümlülüğünü vermiştir. Bunun sonucu olarak aşırı görülen cezai şartın indirilmesinde tazmin ve ceza dengeli olarak korunmalıdırTicari olmayan işlemlerde bu kuraldan dolayı borçlu ileri sürmese bile, hakim cezai şarttan indirim yapılıp yapılmayacağını doğrudan görevinden ötürü saptamalıdır. Ne var ki, hakime akdin bir şartını değiştirme yetkisini veren bu hak, hakime istisnai olarak tanınmış bir hak olduğu için hakim, bu hakkını ölçülü olarak kullanmalı, tarafların ekonomik durumu, borçlunun ödeme yeterliliği ile beraber borcunu yerine getirmemiş olması dolayısıyla sağladığı yarar, borçlunun kusur derecesi, borca aykırı davranışın ağırlığı, sözleşmeden beklenen yararın elde edilememesi ve akde aykırı davranılması yüzünden doğan zarar, cezai şartın tazmin ve ceza fonksiyonlarının dengeli olarak korunması prensiplerini göz önünde bulundurmalı ve takdir hakkını Yargıtay’ın denetimine olanak vermeye elverişli objektif esaslara dayandırmalıdır.Dava konusu olayda ise cezai şartın fahiş olup olmadığı, dolayısıyla indirilmesi gerekip gerekmediği mahkemece tartışılmamıştır. B.K. 161/son (T.B.K. 182/son) maddesi gereğince cezai şartın aşırı olup olmadığı tartışılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken anılan hususun gözardı edilerek hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.