Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2125 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6798 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İtirazın iptaliMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, dava dilekçesinde; Taraflar arasında 06/05/2013 tarihinde, 1 yıl süreli, yıllık 15.000 TL bedelli ve peşin ödemeli kira sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmede taşınmazın süre bitiminde tahliye edilmek istenmesi halinde davalı kiracı tarafından 3 ay önceden yazılı bildirimde bulunulacağının kararlaştırıldığını, davalı tarafından tahliye ya da feshe ilişkin bildirimde bulunulmadığından sözleşmenin aynı şartlarla 1 yıllığına yenilendiğini, yeni dönem kira bedelinin sözleşme gereği yapılacak artışla beraber 16.950 TL olduğunu ve 06/05/2014 tarihinde peşin ödenmesi gerekirken ödenmediğini, davacı tarafından anahtarların noterden 05/06/2014 tarihinde teslim alındığını, taşınmazın kiralama dönemi kaçırıldığından yaz döneminde kiralanamadığını, 1 yıllık kira ile elektrik ve su bedeline ilişkin alacağın tahsili amacıyla .... İcra Müdürlüğü'nün 2014/7711 Esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, sözleşmenin yenilenmeyeceği hususunda davacıya bildirimde bulunulduğunu, kiralananın 2014 Nisan ayının ilk haftasında tahliye edildiğini ancak davalının anahtarları almaktan imtina ettiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, delillerin takdirinde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.2-Tarafların makul süre tazminatına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; İcra takibinde ve davada dayanılan, hükme esas alınan 06/05/2013 başlangıç tarihli bir yıl süreli yıllık 15.000 TL bedelli kira sözleşmesi hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı tarafından 09/06/2014 tarihinde başlatılan icra takibinde, 16.950 TL 1 yıllık kira bedeli ile 325,85 TL elektrik, 51 TL su fatura borcu olmak üzere toplam 17.326,85 TL alacağın tahsili istenmiştir. Kira sözleşmesinin 9. maddesinde "Kiracı mecuru aktin bitiminde, bir yıllık sürenin sonunda tahliye etmek istediğinde durumu 3 ay evvelden Noterlik vasıtasıyla kiralayana bildirmek zorundadır. Aksi taktirde sözleşme kendiliğinden 1 yıl daha yenilenmiş sayılır." düzenlenmesi yer almaktadır. Mahkemece,kira bedelinin TBK 344. maddesi gereğince ÜFE oranında arttırılabileceği, 2014 yılı Mayıs ayı ÜFE artış oranı 8.66 uygulandığında 6.5.2014 tarihinde başlayan dönemde yıllık kira bedelinin 16.299 TL olduğu, taraflarca 3 aylık feshi ihbar süresi getirildiğinden yeniden kiraya vermek için gereken makul sürenin 3 ay olduğu kabul edilmek suretiyle davalı kiracının yenilenen dönemde, kira başlangıç tarihi olan 06.05.2014-02/06/2014 tarihleri arasında kiralananı kullandığı gözetilerek 28 gün kullanım karşılığı hesaplanan 1.267.70 TL kira bedeli ile 02.06.2014 tarihinden itibaren hesaplanan 3 aylık erken fesih tazminatı 4.074,75 TL ve davalının kullanımındayken tahakkuk ettirilen 325,85 TL elektrik bedeli ile 51 TL su bedeli olmak üzere toplam 5.719,30 TL yönünden itirazın iptaline karar verilmiştir. Kira sözleşmesinin 9. maddesinde yer alan düzenleme sözleşme sonunda kira sözleşmenin feshini düzenleyen bir hükümdür. 6570 Sayılı Yasanın 11. (TBK 347/1. cümle) maddesine karşılık bir düzenlemedir. Bu nedenle sözleşme sonunda kiracı tarafından sözleşmenin ne şekilde sona erdirileceğini düzenleyen maddenin, sözleşmenin tek taraflı olarak süresinden önce feshi halinde uygulanacak makul süre kira bedelinin belirlemesi ile ilgisi bulunmamaktadır. Mahkemece, kiralananın aynı bedel ve şartlarla ne kadar sürede kiraya verilebileceği mahallinde bilirkişi aracılığı ile keşfen tespit ettirilip, tespit edilen bu sürenin (makul süre) tahliye tarihine eklenmesi ile ulaşılacak tarihe kadar kiracının makul süre kira parasından da sorumlu tutularak karar verilmesi gerekirken bu süre belirlenmeden doğrudan 3 aylık kira bedeli tutarında makul kira alacağına karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.