MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Kira bedelinin tespitiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tespiti davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, davalının davaya konu taşınmazda 2004 yılından beri kiracı olduğunu, davalının son olarak 01.09.2013 tarihinde yenilenen sözlü kira sözleşmesi ile aylık net 10.513 TL kira bedeli ile kiralananı kullanmaya devam ettiğini belirterek, yeni dönem kira bedelinin 01.09.2014 tarihinden itibaren aylık net 20.000 TL olarak tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; 2013 kira dönemi için davacı ile yapılan uzlaşma ile kira bedelinin aylık 4.800 TL den 10.513 TL ye yükseltildiğini 3 yıl geçmeden emsale göre artış talep edilemeyeceğini belirtmiş, yargılama devam ederken 01.09.2014 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin ÜFE dikkate alınarak net 11.433 TL olarak arttırıldığını, kira parasının emsallere uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, delillerin takdirinde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.2 -Davacı vekilinin kira bedelinin tespit edilmesine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;Kiralanan iş yeri olup, taraflar arasındaki kira ilişkisinin kurulmasından itibaren 3 yıldan fazla bir zaman geçmişse, kural olarak yeni dönem kira parasının 18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince hakim tarafından hak ve nesafet kurallarına göre saptanması gerekir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.09.2004 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Buna göre davalı ile davacı kiralayan arasında yapılan 01.09.2013 başlangıç tarihli, kira bedelinin aylık net 10.513 TL olarak belirlendiği sözlü kira sözleşmesinin yenileme sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Yenileme sözleşmesinde kira bedeli emsal ve rayiçlere uygun değil ise sözleşmenin imzalanmasından itibaren 3 yıl geçmemiş olsa dahi kira parasının hak ve nesafete göre tespiti talep edilebilir. Yenileme sözleşmesinin yapıldığı tarihteki emsal ve rayiçlere uygun olması durumunda ise kira bedelinin en son ödenen aylık kira bedeline endekse (ÜFE) göre artış yapılarak belirlenmesi gerekir.Mahkemece; önceki dönem kira bedelinin taraflar arasında net 10.513 TL olarak belirlendiğinden ve davalı kiracının istenen dönem için yasal artış oranında artış yapmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kira parasının miktarına ilişkin olarak taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunup mahkemeye müracaat edildiğine ve kira parasının dava yoluyla tespiti istenildiğine göre, kiracı olan taraf artırılması istenilen veya karar verilebilecek miktarı ve bundan daha fazlasını ödese bile dava red edilmeyip kira bedelinin tespitine karar verilmelidir. Taraflar arasında hükmen tespit edilmiş ya da sözleşme ile kararlaştırılmış bir kira parası olmadığı için davacının yeni dönem kira parasının mahkemece tespiti ile hüküm altına alınmasını istemekte hukuki yararı vardır. Davalının tespit edilecek miktarı ödeyip ödemediği hususu dava açılmasına sebep olup olmaması ve yargılama giderlerinden sorumluluğunun belirlenmesi yönünden sonuca etkilidir. Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda talep edilen dönemde ÜFE oranında artış yapılması durumunda kira bedelinin net 11.547 TL olması gerektiği belirtilmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş 01.09.2013 tarihinde taraflarca belirlenen kira bedelinin rayici yansıtıp yansıtmadığı üzerinde durularak, davalının kabul ettiği miktardan ve endeks (ÜFE) oranında yapılacak artıştan az olmamak üzere kira bedelinin tespitine ilişkin bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 15.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.