MAHKEMESİ : Pazar Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/07/2011NUMARASI : 2004/361-2011/509Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalılardan U.. Ö.. ve müdahil K.. Ş.. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, bir adet taşınmazda ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı U.. Ö.. ve müdahale yoluyla K..Ş.. tarafından temyiz edilmiştir.Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. HMK.'nun 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasının 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur. Bu itibarla, paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.Mal memurlarının kayyım tayin edilmesine dair 3561 sayılı yasada değişiklik 5793 sayılı yapılan 22.maddesi ile 24.07.2008 tarihinde değiştirilen 2.’nci maddesinde; bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamı; bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır, Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması halinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder. Olayımızda; Dava konusu taşınmazda paydaş olan "Ömer kızı Z.., İbrahim Kızı H.., İbrahim Oğlu A.., İbrahim eşi F.., Ahmet ve Rıza'nın ( baba adı belli değil) soyadlarının bulunmadığı, davada taraf olan kişiler tarafından kök muruslerine ait mirasçılık belgelerine dayanılmış ise de, mirasçılık belgesinde yazılı kişiler ile tapu kaydında yazılı kişilerin aynı kişiler olup olmadığı hususunda araştırma yapılmadığı gibi, bu hususta varsa tapuda isim tashihine ilişkin bir ilama da dosyada rastlanmamıştır. Bu şekilde taraf teşkilinin sağlandığından sözedilemez. Mahkemece tapu malikleri ile tarafların kök murisleri arasındaki bağlantı üzerinde durularak bu kişilerin aynı kişiler olduğu hususunda tereddüt bulunmayak şekilde kanaat hasıl olursa davacı tarafa tapuda isim tashihi davası açılmak üzere süre verilmesi, kim oldukları tespit edilemez ise kimliği belirsiz olan bu kişilerin ve hazinenin hak ve menfatlerinin korunması amacıyla 3561 Sayılı Yasa gereğince kayyım tayin edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.