Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1897 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2577 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Kiracılık sıfatının tespiti-AlacakMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiracılık sıfatının tespiti ve alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava,kiracılık sıfatının tespiti, muarazanın giderilmesi ve kiralanana yapılan tesislere verilen zararın tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde, ... Mevkiinde denizden dolgu yapılmak suretiyle oluşturulan 362 ada 13 parsel No:161'de bulunan sosyal tesislerin ... Belediye Başkanlığı Belediye Meclisi’nin 25.06.1992 tarih 190 sayı ve 26.10.1992 tarih 2110 sayılı Encümen kararı ile 09.11.1992 başlangıç tarihli, 30 yıl süreli “Lokal ve Spor Tesisleri” olarak kullanmak üzere kiracı olduğunu, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanunun 79/2. maddesi uyarınca deniz dolgusundan oluşturulan yerlerin tasarrufunun Büyükşehir Belediyesi’ne bırakıldığını, ...’nce 08.04.2010 tanzim ve 19.04.2010 tebliğ tarihli ihtarname ile 07.06.2005-31.03.2010 tarihleri arasındaki toplam 94.367TL ecr-i misil bedelinin 30 gün içinde ödenmesi aksi halde gerekli görülürse tahliye edileceğinin, ödemenin defaten yapıldığını buna rağmen kira sözleşmesi devam ettiği halde davalı ... Belediyesi Başkanlığı’nca söz konusu yerin ihale ile davalı ...’a 19.10.2011 tarihinde 1 yıl süreli olarak kiralandığını daha sonra bu sözleşme feshedilerek Büyükşehir Belediye Başkanlığı iştirakçilerinden ....'ye 5 yıl süreli olarak kiralandığını, ... Zabıta Daire Başkanlığı’nın 01.11.2012 tebliğ tarihli 27.09.2012 tarih 11350 sayılı yazısı uyarınca kiralananın boşaltılması için 7 gün süre verildiğini tahliye edilmeyince kiralanandaki tesislere zarar verildiğini belirterek 09.11.1992 tarihli 30 yıl süreli kira sözleşmesinin devam ettiğinin tespiti ile muarazanın giderilmesi ve tesislere verilen zararın tahsilini istemiştir. Davalı ... verdiği cevap dilekçesinde; Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik ile 5393 sayılı Belediye Kanunu 79. maddesine göre kiralanan yerin deniz dolgusundan oluşturulan yer olduğu ve tasarruf hakkının kendisinde olduğunu, davalılar ..., ..., ..., ... ile davacının talebi üzerine ihale yapıldığını, davacının ihaleye katılmadığını ve yerin davalı ...’a pazarlık usulsü ile kiralandığını, zarar vermenin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalılar ..., ..., ..., ... ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçesinde, Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından açılan 19.10.2011 tarihli ihaleye katılmaktan başka eylemlerinin olmadığını, davacının ecr-i misil bedellerini ihtirazi kayıt ileri süremeden defaten ödediğini, haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının ecr-i misil bedelini ihtirazi kayıt ileri sürmeden ödediği, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin sona erdiği ve tesislere verilen zararlar ile ilgili ayrı bir dava açılabileceği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Davacı ile dava dışı ... Belediye Başkanlığı arasında ... denizden dolgu yapılmak suretiyle oluşturulan 362 ada 13 parsel No:161 de bulunan sosyal tesislerin 09.11.1992 tarihli ve 30 yıl süreli “Lokal ve Spor Tesisleri” olarak kullanmak üzere kira sözleşmesi yapıldığı, kira sözleşmesine konu olan ve deniz dolgusundan oluşturulan bu yerlerin tasarrufunun 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 79. maddesindeki;”…Belediye tarafından deniz, akarsu ve gölden doldurma suretiyle kazanılan alanlar, Kıyı Kanunu ve ilgili mevzuata uygun olarak kullanılmak şartıyla Maliye Bakanlığı tarafından belediyelerin, büyük şehirlerde Büyükşehir Belediyelerinin tasarrufuna bırakılır.” düzenlemesi uyarınca Büyükşehir Belediyesi’ne bırakıldığı ve davalı ...’nın açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca kira sözleşmesinin tarafı haline geldiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı ... 08.04.2010 tanzim ve 19.04.2010 tebliğ tarihli ihtarname ile 07.06.2005-31.03.2010 tarihleri arasındaki toplam 94.367TL ecr-i misil bedelinin 30 gün içinde ödenmesi gerekli görülürse tahliye edileceğinin bildirildiği, ihtirazi kayıt konmadan 19.10.2011 tarihine kadar olan ecr-i misiller bedelleri ödenerek ecr-i misil dosyasının kapatılığı, söz konusu yerin ihale ile davalı ...’a 19.10.2011 tarihinde 1 yıl süreli olarak kiralandığı sonrasında bu sözleşme feshedilerek, ... Meclisinin 12.09.2012 tarihli kararı ile Büyükşehir Belediye Başkanlığı iştirakçilerinden ....'ye 5 yıl süreli olarak kiralandığı akabinde ... Zabıta Daire Başkanlığı’nın 01.11.2012 tebliğ tarihli 27.09.2012 tarih 11350 sayılı yazısı uyarınca kiralananın boşaltılması için 7 gün süre verildiği ve yer boşaltılmayınca tahliye edilmek üzere işlemlerin başlatıldığı anlaşılmaktadır. Kira sözleşmesi tarafların karşılıklı olarak fesih konusunda anlaşması ile mahkeme kararıyla ya da kiralananın yok olması ile sona erebilir. Uyuşmazlık konusu 09.11.1992 tarihli 30 yıl süreli kira sözleşmesi usule uygun olarak sona erdirilmediğine göre bu sözleşme ayaktadır. Davalı ...’nın 08.04.2010 tarihli ihtarname ile 07.06.2005-31.03.2010 tarihleri arasındaki toplam 94.367TL işgal nedeniyle ecr-i misil bedelinin 30 gün içinde ödenmesi, gerekli görüldüğünde tahliye edileceğinin bildirilmesi ve ödemenin defaten ihtirazi kayıt ileri sürülmeden yapılmış olması kira sözleşmesinin sona erdirildiği şeklinde yorumlanamaz. Kira sözleşmesi usule uygun sona erdirilmediğinden hala geçerli olup kiracı durumundaki davacının kiralanan taşınmazı tahliye etmediği de anlaşılmaktadır. Mahkemece bu hususlar göz önünde bulundurularak davanın esasına girilmek suretiyle yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 10/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.