MAHKEMESİ : Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2013/838-2013/1071
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 15.04.2008 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira 500.- TL olup, özel şartların 7. Maddesinde yıllık kira artışının TÜFE oranında olacağı kararlaştırılmıştır. Davacı alacaklı davalı kiracıya gönderdiği 13.03.2013 keşide 14.03.2013 tebliğ tarihli ihtarname ile 15.05.2011 tarihine kadar sözleşme gereğince yapılması gereken artışın yapılmadığını bildirerek toplam 3.502,82.- TL.nin tahsilini istemiştir.
Davacı tarafından 19.06.2013 tarihinde başlatılan haciz ve tahliye istemli icra takibinde; 15.3.2013 tarihi itibariyle 3.502,82 TL kira farkının tahsili talep edilmiştir. Ödeme emri davalıya 20.06.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı borçlu tarafından sunulan 25.06.2013 tarihli dilekçe ile borca itiraz edilmesi üzerine; davacı alacaklı tarafından itirazının kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesi istenmiştir. Akdi ilişkinin taraflarının sözleşme koşullarına uygun hareket etmesi akde bağlılık ilkesinin bir sonucudur. Davacı alacaklı açıkça feragat etmedikçe artış farkından kaynaklanan alacağını isteyebilir. Mahkemece, yeni kira yılının başlamasından yaklaşık 4 yıl geçtikten sonra davacının önceki dönem kiralarının eksik ödendiği gerekçesiyle tahliye davası açmasının objektif iyiniyet kurallarına uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Mahkeme kararında dayanak gösterilen Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2001/7689-7900 sayılı ilamının olayla ilgisi bulunmamaktadır. Mahkemece işin esası incelenerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.