Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1851 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6423 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiDAVA TÜRÜ : Menfi tespitMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiracı tarafından kiraya veren aleyhine açılan 25.750 TL kira bedelinin istirdatı ve ödenmeyen 33.500 TL bedelli çekler yönünden menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının, davalı şirketten kiralamış olduğu ... 38 ada, ... adresindeki teras katta ... adı altında bir iş yeri açtığını, bu iş yerinin bir yıllık kira karşılığı olarak davalı şirkete çek verdiğini, yazılı kira sözleşmesinin kendilerinde olmadığını, bu çeklerden ...ının 11.250 TL'lik ve ...'ın 6.000 er TL'den 12.000 TL'lik çeklerinin davalı tarafa ödendiğini, ayrıca ...nin 6.000 TL'lik bir çekine karşılık da ayrıca 2.500 TL ödediğini, kiralama sonrasında iş yeri ruhsatı almak üzere belediyeye müracaat ettiğinde kiralanan yerin davalının mülkiyetinde olmadığını öğrendiğini, bu nedenle işletme ruhsatı alınamadığını, bunun sonucunda davacının zorunlu olarak işine son vererek iş yerini tahliye etmek zorunda kaldığını, bu durumda davalı şirketin kendisinin olmayan bir mülkü davacıya kiralayarak geçersiz bir kira akdi tesis ettiğini, bu durumun tahliyeden önce davalıya anlatıldığını ve ödenen çek bedellerinin geri istendiğini, ayrıca ödenmeyen çeklerin iptal edilmesini istediklerini, davalının bunun kabul ettiğini, ancak aldığı paraları ve çekleri iade etmekten kaçındığını, ödenmeyen çeklerin davalı tarafça tahsile konulmadığını ancak iade de edilmeyip davacıyı oyaladığın belirterek kira sözleşmesinin haklı sebeplerle feshedilmiş olması nedeniyle davalı nezdinde bedelsiz kalan çeklerin davacıya iadesine, çekler karşılığı yapılan ödeme toplamı olan 25.750 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı davaya süresinde cevap vermemiş, davalı vekili son celse davacıya kiralananı alt kiraya verdiklerini, davacıyı zarara uğratmadıklarını savunmuştur. Mahkemece davacı tarafın davalı tarafa yemin teklif ettiği, yemin davetiyesinin tebliğine rağmen davalının duruşmaya katılmadığı gerekçesiyle davacı yararına usuli kazanılmış hak doğduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK'nun 222. maddesinde;"Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır." şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Mahkemece taraflara ticari defterlerin ibrazı için verilen kesin süre içerisinde defter ibraz edilmemiştir. Davacı davalıya arada kira sözleşmesinin bulunduğuna, çeklerin kira bedeli karşılığı verildiğine ve ruhsat alınamaması nedeniyle davalı tarafın kusurlu olduğuna dair davalı tarafa yemin teklif etmiş, davalı taraf yemin için belirlenen günde duruşmaya katılmamış, davalı vekili 11.11.2014 tarihli dilekçesi ile yemin davetiyesinin tebliğinin usülsüz olduğu gerekçesiyle yeniden yemin davetiyesi tebliği talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 228. maddesinde '' Yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır. Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır '' düzenlemesi bulunmaktadır. Mahkemece davalı tarafa tebliğ edilen yemin davetiye tebliği zarfında HMK 228. uyarınca usülüne uygun şerh bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece davacının ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı ve davalıya tebliğ edilen yemin davetiyesinin HMK 228'e aykırı olduğu dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.