MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalılar kayyımı ve Hazine tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, bir adet taşınmazda ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Hasan kızı Hatice Kayyımı tarafından temyiz edilmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. HMK.'nun 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasının 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur. Bu itibarla, paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Somut olayda, davaya konu taşınmaz paydaşlarından ... 02.01.1938 tarihinde vefat ettiğinden ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/371 E. 2006/54 K. sayılı ve 24.02.2006 tarihli mirasçılık belgesi temin edilerek mirasçıları davaya dahil edilmiş ise de; söz konusu mirasçılık belgesinde, murisin kızı ...'nın mirasçıları arasında sayılan ... ile ...'nun yine Murisin kızı ...'in mirasçıları olan ... ve ... ile aynı kişi olup olmadığı üzerinde durulmadığı gibi bu kişiler davaya da dahil edilmemişlerdir. Bu kişilerin ... ve ... ile aynı kişi olduğuna ilişkin mirasçılık belgesinde maddi hata şerhi de bulunmamaktadır. Bu nedenle usulünce taraf teşkili sağlandığı söylenemez. Öncelikle bu kişilerin aynı kişiler olup olmadığı üzerinde durularak, aynı kişiler ise ilgilisine mirasçılık belgesini düzelttirmesi, faklı kişiler ise davaya dahil edilmeleri için mehil verilerek usulünce taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, davalıların sair temyiz itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davalılar kayyımına iadesine, 26/12/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.