MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : TazminatMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, 10.105 TL hor kullanma tazminatının tahsiline ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 1.12.2006 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile dükkan niteliğindeki kiralanan davalı şirkete depo, irtibat bürosu, aktarma merkezi, şube vs. olarak kullanmak üzere kiralanmış, sözleşmenin özel 2. maddesinde de kiracının kiralayanın iznini alarak kiralananda her türlü tadilat ve düzenleme yapabileceği, amaca uygun hale getirebileceği kararlaştırılmıştır. Tarafların serbest iradeleriyle sözleşmeye konulan bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Davalı kiracının kiralananı 30.6.2009 tarihinde tahliye etmesinden sonra davacı tarafından kiralanana verilen hasarların saptanması için ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010 / 2 Değişik İş sayılı dosyası ile 21.5.2010 tarihinde tespit yaptırılmış, yapılan inceleme sonucu kiralananda 10.015 TL hasar bulunduğuna ilişkin düzenlenen bilirkişi raporu davalıya 15.6.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı ise bu rapora 14.7.2010 tarihli dilekçesi ile itiraz etmiştir. Davacı, 9.11.2010 tarihinde açmış olduğu işbu dava ile tespit bilirkişisi raporu ile belirlenen 10.015 TL hor kullanma tazminatının tahsilini talep etmektedir. Yargılama sırasında davalı taraf , yine tespit raporuna itirazlarına bildirmiş ise de, mahkemece mülga 1086 Sayılı HMUK'nun 283. maddesi hükmü gereği bir haftalık süresinde itirazda bulunulmadığından raporun kesinleştiğinden söz edilerek alınan rapor çerçevesinde davanın kabulüne karar verilmiştir. Delil tespiti, 1086 Sayılı HMUK'nun 368-374 ( 6100 Sayılı HMK'nun 400-406 )maddelerinde düzenlenmiştir. Bu kısımda tespit raporuna itiraz konusunda açık düzenleme yer almamakla birlikte, yasanın 373. maddesinin yollaması ile aynı yasanın 283. maddesine göre, yokluğunda tespit yapılan tarafın bir haftalık süre içinde tespit sonucu alınan bilirkişi raporuna itiraz hakkı bulunmaktadır. Bu süre 6100 Sayılı HMK'nun 281. maddesinde iki hafta olarak düzenlenmiştir Bu rapora itiraz edilmez ya da itiraz süresi geçirilirse tespit bilirkişisi raporu taraflar bakımından kesinleşir. Ancak, bu kesinleşme mahkeme açısından geçerli değildir. Mahkeme bilirkişiden tamamlayıcı bilgi alma, açıklama isteme ve yeni bilirkişi incelemesi yaptırma yetkisini hüküm verilinceye kadar her zaman kullanabilir. Tespit raporuna süresinde itiraz etmeyen tarafın dava sırasındaki itirazı da 1086 Sayılı HMUK'nun 283. maddesi anlamında artık teknik bir itiraz olmayıp mahkemeden bu yetkisini ./..kullanmasını istemesinden ibarettir. Bu itibarla, davalı tarafın yokluğunda yapılan tespit sonrasında alınan ve itiraza uğrayan, tespit raporunun hükme esas alınması usul ve yasaya aykırıdır. Bu durumda mahkemece, tespit raporunda belirlenen bulgulardan hareketle dosya üzerinden konusunun uzmanı bilirkişi kurulu aracılığı ile inceleme yaptırılarak, tespit raporunda varlığı belirtilen hasar kalemlerinden her birinin hor kullanım sonucunda mı, yoksa normal kullanımdan mı kaynaklandığının belirlenmesi, tahliye tarihindeki rayiç birim fiyatları üzerinden yeniden fiyat değerlendirmesi yapılması, tespit edilen kalemlerden yıpranma payı düşülüp düşülmeyeceği, saptanan hasar kalemlerinin onarımı için gereken masraf tutarı ile bu onarımın yapılabilmesi için gerekli süre konusunda dayanakları gösterilmiş, denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.