Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1611 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8298 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ankara 20. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/02/2013NUMARASI : 2011/278-2013/65Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira bedelinin tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve katılım yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmiştirDavacı vekili, dava dilekçesinde, kira sözleşmesinin M..S.. ile akdedildiğini, davalı borçlu A.. S.. ise ortak zincirleme kefil olduğunu, kiraların A.. S.. tarafından yatırıldığını, takibe konu olan kira alacağının 10.03.2008-10.03.2010 dönemini kapsadığını, her iki davalının 10.03.2004 tarihinden beri müvekkilin kiracısı olduğunu, kira sözleşmesinin yıldan yıla yenilendiğini, kira bedellerinin 10.03.2009 tarihinde başlayan yeni dönem kirasını bir önceki kira bedeline 510 artırım yaparak 2.420 TL den ödeme yaptığını belirterek, haksız itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatı verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise, müvekkili A.. S..'nın içkili lokantayı işletmediğini, kiracı M..S..’nın kardeşi olduğunu ve kira süresince kefil olduğunu, kiracı M..S..tarafından lokanta olarak işletilmekte iken kiralananın belediye tarafından mühürlendiğini, bu nedenle taşınmazı 03.06.2009 tarihinden beri kullanamadığını, aylık kiranın 2.200 TL olup bu bedel üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini belirterek davanın reddi ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 10.03.2008 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli sözleşme konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede kiracı M..S.. olup, davalı A.. S.. sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil olarak imzalamıştır. Sözleşmenin 16. maddesinde. "kiracı kiralananda kaldığı sürece kefilin kefaleti devam eder" ifadesine yer verilmiştir. Davacı, kira sözleşmesine dayanarak kiracı ve kefil hakkında ödenmeyen kira bedellerinin tahsili için başlattığı 27.12.2010 tarihli takip talebinde 21.06.2009-25.12.2010 tarihleri arası 48.200 TL asıl, 3.518 TL işlemiş faiz istemiştir. Ödeme emrinin davalı borçlu A.. S..'ya Ankara 13 İcra Mahkemesinin 2011/479 E- 493 K sayılı kararı ile göre 09.05.2011 tarihinde yapıldığına karar verilmiş ve davalı bu tarihten sonra süresinde itiraz etmiştir. Uyuşmazlık sözleşmeyi müteselsil sorumlu ve kefil sıfatıyla imzalamış olan davalı A.. S..'nın takibe konu borçtan sorumlu tutulup tutulmayacağı noktasında toplanmaktadır. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan BK.nun 484. maddesi gereğince kefalet sözleşmesinin geçerli olması için yazılı şekilde yapılmış olması yanında ayrıca kefilin mesul olacağı miktarında gösterilmiş olması gerekir. 12.4.1944 tarih ve 14-13 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; kefilin sorumlu olduğu miktar açıkça gösterilmemiş olsa dahi kefalet sözleşmesi içeriğinden kefilin sorumlu olduğu miktarın anlaşılması mümkün ise bu husus mahkemece resen gözetilerek kefaletin geçerli olduğu sonucuna varılmıştır. Kefilin basit bir hesapla sorumlu olacağı miktarı, tesbit etmesi mümkünse kefilin sorumlu olacağı muayyen miktarın gösterildiğinin kabulü gerekir. Öte yandan BK.nun 493. maddesi gereğince kefil mahdut bir zaman için kefil olmuşsa asıl borçlunun o zaman dilimi içindeki ödemediği borcundan sorumludur.Kira süresinin, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun'un 11. maddesi gereğince uzadığı hallerde, uzayan kira süresi bakımından kefilin sorumluluğunun devam edebilmesi için; öncelikle bu hususun (kefilin sorumluluğunun uzayan dönem için de devam edeceğinin) sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olması gerekir. Bunun yanında, kefilin uzayan donemdeki sorumluluğunun azami hangi süreyle ve hangi miktarla sınırlı olacağının açıkça gösterilmesi da şarttır. Eş söyleyişle, ne kadar uzayacağı belirsiz bir kira süresine ilişkin olan ve kefil sınırsız bir sorumluluk altına sokan sözleşme hükümleri geçerli değildir. Hakim, bu yönleri resen dikkate almakla yükümlüdür.Somut olayda, yukarıda belirtildiği üzere davaya konu kira sözleşmesinin 16. maddesinde kiracı kiralananda kaldığı sürece kefilin kefaleti devam edeceği belirtilmiş ise de, kefilin sorumlu olacağı süre ve gerekse sorumlu tutulacağı azami miktar gösterilmemiştir. Bu nedenle kefilin sorumlu olduğu dönem kira süresi bitimi olan 10.03.2010 tarihine kadardır. Mahkemece de kefilin sorumlu olduğu dönemin 21.06.2009-10.03.2009 tarihi olduğunu kabul etmiştir. Yanı sözleşme süresi kefil için 10.03.2010 tarihinde sona ermiştir. Davalı borçlu A.. S.. kira süresi sonuna kadar kiralardan sorumlu ise de BK.nun 493. maddesine göre kefil hakkında yapılacak takibin sözleşme bitim tarihinden itibaren bir ay içinde yapılması gerekir. Kefilin sorumlu olduğu dönem 10.03.2010 tarihi olup, takip bir aylık süre geçtikten sonra 27.12.2010 tarihinde yapıldığından davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabul kararı verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.