Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1519 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3561 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : TazminatMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, davacı kiracı tarafından kiraya veren aleyhine açılan hasar bedeli ve kira sözleşmesinden kaynaklanan müspet zarar, mahrum kalınan kar kaybı istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde; Taraflar arasında 01.07.2003 tarihli, 2 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, kiralanan mecurun bulunduğu binada davalı kiralayan tarafından yapılan esaslı tadilat nedeniyle kiralanan işyerine su bastığı bu nedenle kiralanan taşınmazda bulunan makinelerin zarar gördüğünü ve işyerinin 15 gün kapalı kaldığını belirtilerek, 15 günlük kira bedeli olan 8.000 TL, işyerinin kapalı kalması nedeniyle 8.400 TL kazanç kaybı, Ürünlerin tamir için nakliye bedeli 1.500 TL, ürünlerin bakım ve temizlik gideri 3.000 TL, şubeyi su basması nedeniyle temizlik ve tadil gideri 2.100 TL, olmak üzere toplam 23.000 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davacı tarafından yaptırılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda sadece kiralanan taşınmazın deposuna su sızıntısı olduğunun bildirildiği ve hasar gördüğü iddia edilen makinelerin keşif mahallinde olmadığının ayrıca tamire ilişkin bir fatura sunulmadığı, ana taşınmaza yapılan tadilatın basit onarım niteliğinde olduğu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 15 günlük kira bedeli 8.000 TL ve 2.100 TL temizlik ve hasar bedelinin tahsiline karar verilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı vekilinin mahrum kalınan kar kaybına yönelik temyiz itirazlarına gelince;Sözleşmeye bağlılık ilkesi uyarınca taraflar akdettikleri sözleşmedeki hüküm ve koşullar ile bağlıdır. Kural olarak BK'nun 249/1 maddesine göre (6098 sayılı TBK'nun 301.md.) kiralayan, taşınmazı sözleşme ile amaçlanan kullanıma uygun bir halde teslim ve sözleşme süresince bu halde bulundurmakla yükümlüdür. Kira, sürekli bir akit olduğundan hem akdin kurulmasından önce mevcut hem de akdin devamı süresince kiracının bir kusuru olmaksızın ortaya çıkan ayıplar kiralayanın tekeffülü altındadır. Diğer bir anlatımla kiralayan sözleşme süresince kiralananda meydana gelen bozuklukları ve eksikleri kiracının bir kusuru yoksa gidermekle yükümlüdür. Ayrıca BK'nun 251/2 maddesi gereğince kiracı bazı koşulların varlığı halinde (esaslı olmayan ufak tefek ayıplar) kiralayanın hesabına eksiklikleri gidermekte izinlidir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının 112. maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır: kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Kâr kaybı, kârdan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kardan yoksun kalan tarafın malvarlığında kusurlu hareketten önce ve sonra bir değişiklik yoktur. Burada kârdan yoksun kalan kusurlu hareket yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır.Somut olayda; taraflar arasında akdedilen 01.07.2008 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi ile çalışır vaziyette dükkanın kiraya verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı .... SHM 2013/51 D. işler dosyasında yapılan tesbit sonucu alınan 25.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda, ana taşınmazın üst katlarında tadilata yönelik bir çalışmanın başlatılmış olduğu, depo ve WC bölümlerinin bulunduğu bodrum kata pis su akıntısının geldiği ve pis suyun koridor ile kapı girişleri önünde göllenmesi, depo bölümlerine kadar sızarak depolanan ürünlere sirayet etmesi, bodrum kata kesif bir lağım kokusu mevcut olması nedeniyle bodrum katın kullanılamaz duruma geldiği, iş yerinde hijyenik ve sağlıklı bir çalışma ortamının bulunmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan kar kaybına yönelik olarak bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerine göre kiralananın kapalı kaldığı dönemde ciro kaybının olmadığı belirtilmiş ise de; bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Davacının tarım makineleri satışı yaptığı, bu nedenle mevsimsel olarak kış aylarında satışların düşük ilkbahar ve yaz aylarında daha yüksek olup olmayacağı hususunda hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemece, tespit raporu esas alınarak akan lağım suları nedeniyle 2.100 TL tadilat masrafı ve taşınmazın 15 gün boyunca kapalı kaldığından 15 günlük kira bedeli 8.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verildiği halde, eksik bilirkişi raporuna dayanılarak davalının bu 15 günlük süreye ilişkin kazanç kaybından sorumlu tutulmaması doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 01/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.