Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14423 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4012 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/10/2013NUMARASI : 2011/147-2013/500Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Asıl dava kirayaveren senet lehdarına, birleşen dava senet hamiline karşı açılan borçlu olmadığının tespiti ile senetlerin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı kiraya veren ile davalı senet hamili vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.Davacı vekili asıl dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı ile davalı Mustafa arasındaki 01.10.2007 başlangıç tarihli, beş yıl süreli kira sözleşmesi ile davalıya ait taşınmazın davacı tarafından kiralandığını, kira sözleşmesinde kiraya konu taşınmazın ev yemekleri satışı işi için kullanılacağının açıkça belirtildiğini, davacı kiracının belediyeden ruhsat almak için başvurduğunda söz konusu taşınmazın tapuda mesken vasfında olduğu, kaydında işyeri olarak düzeltilmedikçe ruhsat verilemeyeceğinin bildirildiğini, bu durumun davalı kiraya verene bildirildiğini, kirayaverenin sorunu çözeceğini söylediğini, ancak çözmediğini ve taşınmazı üçüncü kişiye devrettiğini, yeni malik tarafından da taşınmazın yıkıldığını, kira sözleşmesi düzenlenirken ilk yıl kira bedelinin peşin olarak verildiğini, diğer yılların kiralarını teminat için sıralı olarak davaya konu senetlerin düzenlendiğini, kiralananın mesken vasfında olması nedeniyle işyeri ruhsatı alınamadığından kiralananın kullanıma uygun teslim edildiğinin kabul edilemeyeceğini, bu nedenle kira bedellerinin teminatı olarak verilen senetlerin hükümsüz kaldığını, 01.09.2008 vade tarihli 8000 TL tutarlı, 01.09.2009 vade tarihli 9000 TL tutarlı olmak üzere toplam 17000 TL'nin tahsili için takip başlatıldığını belirterek Kahramanmaraş 1.İcra Müdürlüğü'nün 2010/ 1297 sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada ise kiralananın kullanıma uygun teslim edilmemesi nedeniyle gelecek yılların kirasının teminatı olarak düzenlenen senetlerin hükümsüz kalmasına rağmen kiraya verenin kötü niyetli olarak hakkında açılacak menfi tespit davasının önüne geçebilmek için senetleri birleşen davalı H.. G..'e ciro ettiğini, H.. İ..'in gerçek durumu bildiğini, cironun kötü niyetli olması nedeniyle lehdara karşı ileri sürülebilecek olan defilerin cirantaya karşı da ileri sürülebileceğini ,bu nedenle ciranta yönünden de senetlerin iptaline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek senet hamili H.. G.. tarafından senetlerin tahsili için başlatılan Kahramanmaraş 1. İcra Müdürlüğü'nün 2010/1297 sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.Davalı kiraya veren cevabında, ilk yıl kira bedeli peşin ödendikten sonra takip eden yılların kira parası için söz konusu senetlerin verildiğini, kira süresi içerisinde kiracı tarafından taşınmazla ilgili herhangi bir şikayetin bildirilmediğini, kiralananın kiracı tarafından kullanım amacına uygun olarak kullanıldığını, hatta bu işletme için üçüncü bir kişiyle kiracının ortaklık sözleşmesi bile yaptığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Birleşen davalı-hamil vekili cevabında; kiraya verene karşı ileri sürülen defilerin hamile karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.1-) Asıl dava yönünden temyiz itirazları incelendiğinde; taraflar arasında 01.10.2007 başlangıç tarihli, beş yıl süreli kira sözleşmesi ile davalı Mustafa'ya ait taşınmazın ev yemekleri satışı işi için kullanılmak üzere davacıya kiraya verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı vekili tarafından dava dilekçesinde ve ilk beyanlarında davaya konu olan senetlerin hava parası olarak verildiği belirtilmiş ise de, davacı vekilinin davanın açıklanmasına ilişkin 23.10.2012 tarihli ve 18.12.2012 tarihli yazılı beyanlarında söz konusu senetlerin ilk yıl kirası peşin olarak ödendikten sonra diğer yılların kiralarını teminat için verildiği belirtilmiştir. Bu durumda davaya konu senetlerin 2 ve 3. yıl kira bedellerinin teminatı olarak verildiği taraflar arasında çekişmesiz hale gelmiştir. Davacı kiracı işyeri olarak kullanılmak üzere kiralanan taşınmazın tapuda mesken vasfında olması nedeniyle işyeri ruhsatı alamadığını, kiraya verenin kiralananı kullanıma uygun olarak teslim etme borcunu yerine getirmediğinden kira isteyemeyeceğini ileri sürerek senetlerin bedelsiz kaldığını savunmaktadır.Kira ilişkisi sona ermeden bu husustaki taleplerine ilişkin olarak kiraya verene gönderdiği bir ihtarname bulunmamaktadır. Gerek söz konusu senetlerin bedelsiz kaldığından bahisle yürütülen savcılık soruşturması kapsamından gerekse icra mahkemesinde görülen şikayet davası kapsamından anlaşıldığı üzere davacı kiracının kiralananı bir süre kullandıktan sonra terkettiği anlaşılmaktadır. Kira bedeli kiralananın kullanımı karşılığı olduğundan ve tahliye tarihinden önce kiralananın kullanıma uygun olmadığından bahisle bir fesih ihtarı da bulunmadığına göre kira ilişkisi geçerlidir ve davacı kiracı usulüne uygun olarak kiralananın anahtarını kiraya verene teslim ettiği tarihe kadar olan kira bedellerinden sorumludur. Anahtar tesliminin davacı kiracı tarafından yazılı belge ile kanıtlanması gerekir. Davacı kiracının anahtar teslim tarihini kanıtlayamaması durumunda kiraya verenin anahtar teslim tarihi olarak bildirdiği tarihe itibar edilir.Bu durumda mahkemece anahtar teslim tarihi üzerinde durularak belirtilen ilkeler çerçevesinde anahtar teslim tarihi tesbit edildikten sonra bu tarihe kadar olan kira bedelleri belirlendikten sonra ödenip ödenmediği üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece belirtilen bu hususların tanık beyanlarıyla ispatlanamayacağı hususu da gözardı edilerek yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.2-) Birleşen davaya gelince; davacı kiracı kira bedellerinin teminatı olarak verilen senetlerin kiralananın kullanıma uygun teslim edilmemesi nedeniyle bedelsiz kaldığını, kiraya verenin kendisine karşı açılacak menfi tespit davasının önüne geçebilmek için kötü niyetli olarak senetleri davalı H..'e ciro ettiğini ileri sürerek senet hamili olan H..'e karşı da borçlu olmadığının tespitini istemiştir.Birleşen davalı senet hamili Halil 12.07.2012 Tarihli oturumdaki isticvap beyanında senet lehdarı M.. ile yakın arkadaş olduklarını, yardım amaçlı olarak senetlerin kendisine ciro edildiğini, senet bedellerinin tahsil edilememesi durumunda senetlerin ciro yoluyla tekrar Mustafa'ya iade edileceğini belirtmiştir.TTK.nun 690.maddesi yollaması ile bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK.nun 599. maddesi hükmüne göre hamilin senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği kanıtlanmadıkça keşideciler ile önceki hamil arasındaki doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def'iler hamile karşı ileri sürülemez.Bu durumda davalı H..'in senetleri bile bile borçlunun zararına, kötüniyetli iktisap ettiği ispatlanamadığından hakkındaki davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü hatalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca asıl ve birleşen davada verilen hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 24.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.