Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1432 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5113 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : AlacakMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, erken tahliye nedeniyle makul süre kirası, elektrik ve ortak gider alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 01.05.2012 tarihli, 5 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, kiracının sözleşmenin 1.6 maddesine göre ortak kullanım yerlerinin ısıtma, soğutma ve benzeri giderleri için kullanım alanına düşen m2 ye göre m2 karşılığı 12 TL + KDV ödeyeceğini, ayrıca 1.9 maddeye göre elektrik ve suyu iş merkezi yönetiminden alacağını karşılığında fatura kesileceğini ve ödemede gecikme durumunda aylık % 5 faiz ödeyeceğini, davalının 21.01.2013 de taşınmazı tahliye ettiğini, davacının taşınmazı yeniden 01.06.2013 tarihinde kiraya verdiğini, davalının sözleşmeye aykırı biçimde 5 yıllığına kiralamış olduğu mağazayı hiçbir bildirim göstermeden süre tanımadan aniden tahliye ettiğini, davalının 29.472.29 TL kira borcu, 12.057,24 TL ortak gider ve kullanmış olduğu elektrik olarak da 3.804,96 TL olmak üzere toplam 45.334,49 TL borcu bulunduğunu belirterek 45.334,49 TL nin dava tarihinden itibaren yürütülecek %5 sözleşme faizi ile birlikte davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur. Davalı tahliyeden önce ihtar çektiğini, makul sürenin bilirkişi raporuyla belirlenmesi gerektiğini, kullanmadığı döneme ilişkin elektrik borcunun olamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalının 21.01.2013 tarihinde ihtar çekip bugün itibarıyla taşınmazı tahliye ettiğini bildirdiği görülmüştür. Mahkemece hukukçu bilirkişiden rapor alınmış, hukukçu bilirkişi davacının cari hesap ekstresine göre 06.05.2013 tarihine kadar davacının davalıdan 45.334,49 TL alacağı bulunduğunu bildirmiş, mahkemece 29.472,29 TL kira alacağının yıllık % 9 yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 12.057,24 TL ortak gider alacağı ile 3.804,96 TL elektrik gideri alacağının ayrı ayrı aylık % 5 sözleşme faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Taraflar arasında 01.05.2012 tarihli ve beş yıl süreli sözleşme ve kiralananın 21.01.2013 tarihinde tahliye edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede makul süre kirası düzenlenmemiştir. 6098 Sayılı TBK.nun 325.maddesi gereğince kiracı sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Bu durumda davacının zararı, tahliye tarihinden itibaren kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir. Mahkemece, mahallinde keşif yapılıp, uzman bilirkişi aracılığıyla, kiralananın cinsi, özellikleri, konumu, bu nitelikte bir taşınmaza o bölgede duyulan ihtiyacın derecesi ve somut olaya özgü başka diğer özellikler çerçevesinde, kiralayanın gereken çabayı göstermesi halinde kiralananı aynı koşullarla yeniden hangi süre içerisinde kiraya verebileceği, eş söyleyişle, aynı koşullarla yeniden kiralama için gereken makul sürenin ne olduğu, Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla saptanmalıdır. Mahkemece yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde inceleme yapılarak bu çerçevede davalı kiracının sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken her hangi bir inceleme yapılmadan hukukçu bilirkişinin davacının cari hesap ekstresine göre davalının 06.05.2013 tarihine kadar 29.472,29 TL kira borcu olduğu yönündeki raporuyla yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan davalının ödemeleri belirlenirken davacıya ait banka kayıtlarının getirtilmesi gerekirken davacının cari hesap cetveli ile sonuca gidilmesi isabetsizdir. Bundan ayrı davalı kiracı taşınmazın 21.01.2013 tarihinde tahliye ettiğine göre davalıdan istenen elektrik paralarının hangi döneme ilişkin olduğu ve davalının kullanıp kullanmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken her hangi bir araştırma yapılmadan istemin tümden kabulü de hatalıdır. Mahkemece ortak gider ve elektrik alacağına aylık % 5 faiz hükmedilmiş olup, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 Sayılı Kanun'un 7. maddesinde Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76. faize ilişkin 88. temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddelerinin görülmekte olan davalarda da uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Türk Borçlar Kanunu'nun 120. maddesi gereğince, uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdi faiz oranı geçerlidir. Bununla birlikte 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 8/1 maddesinde "ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenebilir" düzenlemesi bulunmaktadır. Bu durumda davalının tacir olup olmadığı araştırılarak tacir olmaması halinde faize hükmedilirken TBK'nun 120. maddesinin dikkate alınmaması da doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, esas yönünden oybirliğiyle, faize yönelik oyçokluğuyla 29.02.2016 tarihinde karar verildi.KISMİ KARŞI OY YAZISIDairemiz çoğunluğunun bozmanın son kısmındaki %5 gecikme faizine ilişkin görüşüne katılamıyorum. Şöyle ki;Sözleşmeden kaynaklanan alacaklarda, taraflar sözleşmede faiz ödeme borcu kararlaştırabileceği gibi, borcun ifasında temerrüde düşülmesi durumunda uygulanacak faiz oranı da kararlaştırabilirler. Bu durumda, uyuşmazlık halinde kural olarak sözleşmede kararlaştırılan faiz oranının uygulanması gerekir. Yasal faizin uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Ancak 6098 Sayılı TBK'nun 88. maddesinde, sözleşme ile kararlaştırılan faiz oranlarına ve 120. maddesinde, temerrüt faizine yönelik düzenlemelere yer verilmiştir. TBK'nın 120. maddesi “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 646.maddesi "Bu kanun 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun Beşinci Kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır." 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 1.maddesi "Türk Ticaret Kanunu, 22.11.2001 tarihli ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçasıdır." 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 8.maddesi " Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir." 9.maddesi "Ticari işlerde kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır." şeklindedir.Türk Borçlar Kanunu'nun Türk Medeni Kanunu'nun tamamlayıcısı, Türk Ticaret Kanunu'nda, Türk Medeni Kanunu'nun ayrılmaz bir parçası olduğuna ilişkin yasal düzenlemeye göre, Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri Türk Medeni Kanunu'nun hükümleri niteliğindedir. Türk Ticaret Kanunu'nun 9.maddesinde ticari işlerde ilgili mevzuat hükümleri uygulanacağı belirtildiğinden Türk Borçlar Kanunu'nun kişi bakımından herhangi bir sınırlaması bulunmayan ve emredici nitelik taşıyan faize ilişkin 88 ve 120.maddesi de bir mevzuat hükmü olduğundan ve ilgili mevzuat hükmü, sadece 3095 sayılı faiz kanunu olmadığından ticari işlerde de uygulanması gerekir. Bu durumda Türk Ticaret Kanununun 8.maddesindeki faiz serbestisinin Türk Borçlar Kanununun 88 ve 120. maddesi ile sınırlandığının kabulü gerekir. Kaldıki, alacak TBK'da düzenlenen kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda davacı tarafından sözleşmede kararlaştırılan ve talep edilen %5 faiz, TBK'nın 120. maddesindeki temerrüt faizinin üst sınırını aştığından, TBK'nun 120/2. maddesi gereğince tacirler için avans faizi, tacir olmayanlar için yasal faiz olmak üzere belirlenen faizin yüzde yüz fazlası olarak uygulanarak, faize hükmedilmesi gerekir. TBK. 88 ve 120. maddelerindeki faiz sınırının ticari olmayan işler için kabul edilmesi yukarıdaki gerekçelerle doğru değildir. Hükmün aylık %5 (yıllık %60) faiz yönünüden bu gerekçe ile bozulması gerekmektedir. 29.02.2016 Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar KİŞİLER ARASINDAKİ KONUŞMANIN KAYDA ALINMASI Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuç ZAMANAŞIMINI KESEN SEBEPLER • İCRA TAKİBİ (.Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.Yanlar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklandığından yüklenici tarafından açılacak alacak davası Borçlar Kanunu’nun 12 İtirazın iptali davasında takipte talep edilen faiz için dava açılmamış olması -faiz üzerinden inkar tazminatına hükmedilemeyeceği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekilleri Avukat O.K. ve M.K.geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avu Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?