Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1428 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14792 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın kaldırılması ve tahliye davasına dair karar davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli başlatılan icra takibinde düzenlenen ödeme emrine vaki itirazın kaldırılması, davalının kiralanandan tahliyesi ve %40 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, alacak istemi yönünden davanın kısmen kabulüne, tahliye istemi yönünden davanın reddine karar verilmesi üzerine, karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve davaya konu kiralananın 09.03.2007 tarihinde dava dışı 3. kişiye satıldığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin tahliye isteminin reddine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.2- Taraf vekillerinin alacağa ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;Davaya dayanak yapılan ve karara esas alınan 01.10.2005 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli yazılı kira sözleşmesi ve 21.09.2005 tarihli protokol konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira bedelinin 250 TL olduğu, her ayın 5. gününe kadar peşin ödeneceği düzenlenmiş, protokolün 5. ve 12 maddelerinde ise kiracının kiraya verene 2.3.4.ve 5. yıllara teminat ve kira karşılığı olarak bilahare belirlenecek yıllık kira artışı dikkate alınmadan 30.10.2006, 30.10.2007, 30.10.2008, 30.10.2009 vade tarihli 4 adet bono tanzim ederek vereceği, 1.10.2006 tarihinden itibaren kira bedelinin yıllık tutarının , her yıl için o yılın Ekim ayı içinde tümü ile kiraya verene nakit olarak bir seferde ödeneceği ve ödeme ile beraber kiraya verenin elindeki o yılın bonosunu kiracıya iade edeceği, taşınmazın deniz cephesine gerek ve şart olan teras ve iskele izinleri sonrasında tesisin yapımından kiracı sorumlu olup, buranın inşası için yapılacak masraflar için herhangi bir talepte bulunulmayacağı, ancak inşaatın tamamlanması sonrasında ortaya çıkacak olan maliyetin yarısının kiradan mahsup edileceği kararlaştırılmıştır. Bu şartlar geçerli olup tarafları bağlar. Davacı, anılan sözleşmeye dayanarak 9.2.2012 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde 01.10.2006-30.9.2008 ve 01.10.2009 ile 30.09.2011 arası ödenmeyen 45.000 TL kira bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı itirazında 01.10.2005 tarihli kira sözleşmesinde yıllık kira bedelinin 3.000 TL olduğunu, ayrıca taraflar arasında düzenlenen 21.09.2005tarihli protokol bulunup, kira ödemelerinin ve tutarlarının belirlenebilmesi için protokol şartlarının dikkate alınması gerektiğini, borcu bulunmadığını, protokol gereği alacaklının kendisine borçlu bulunduğunu, kira borcu belli olmayan taşınmaz için tahliye talep edilemeyeceğini bildirmiş, yargılama sırasında ise cevap dilekçesi ile teras maliyetinin 15.000 TL olduğunu, protokol gereğince yarısının davacıya ait olup, kira parasından mahsup edilmesi gerektiğini, ayrıca davalıya 57.000 TL ödeme yapıldığını beyan etmiştir. Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde, teras maliyetinin davacıya düşen kısmının 3.925 TL olduğunu, davalı tarafından yapıldığı iddia edilen ödemelerden 11.050 TL'yi kabul ettiklerini, davalının 14.975 TL alacakla ilgili itirazında haklı bulunduğunu belirtmesi karşısında davalının, kira sözleşmesi ve protokol gereğince borcu bulunmadığına ilişkin itirazının değerlendirilmesi ve protokolün 5. maddesinde öngörülen inşaatın tamamlanması sonrasında ortaya çıkacak olan maliyetin yarısının kiradan mahsup edileceğine ilişkin anlaşmaya göre taraflar arasında teras maliyeti konusunda oluşan uyuşmazlığın dar yetkili icra mahkemesince incelenmesinin mümkün olmadığı, uyuşmazlığın hallinin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmaktadır.Bu durumda, mahkemece uyuşmazlığın hallinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle itirazın kaldırılması isteminin reddine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir.Karar bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle tahliye isteminin reddine ilişkin hükmün ONANMASINA, 2 nolu bentte yazılı nedenlerle alacağın kısmen kabulüne ilişkin karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın alacağa hasren BOZULMASINA, onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıdan alınmasına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının ise temyiz eden davalıya iadesine, 31.1.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.