MAHKEMESİ : Kayseri 3. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/04/2013NUMARASI : 2013/37-2013/530Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tespiti davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira parasının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne aylık kira parasının 01.02.2013 tarihinden itibaren 223 TL olarak tespitine karar verilmiş, hüküm davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava da dayanılan ve hükme esas alınan 19.07.2011 başlangıç 31.12.2012 bitiş tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile davalı Vakıflar İdaresine ait büro nitelikli taşınmaz aylık 210 TL bedelle davacıya kiralanmıştır. Sözleşmede bir kira artış şartı yer almamaktadır. Yine dosya kapsamından kiralananın davalı idarece yapılan ihale sonucu davacıya kiralandığı anlaşılmaktadır. Davalı idarenin tek taraflı olarak 01.01.2013 tarihinden itibaren başlayan yıl için aylık kira bedelini 420 TL olarak belirlemesi üzerine davacı açmış olduğu bu dava ile 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 344. maddesi hükmü gereğince kira artışının ÜFE'inden yüksek olamayacağını, 2012 yılı aylık ortalamalarına göre üretici fiyat endeksinin %6,09 olduğunu belirterek 210 TL olan aylık kira bedelinin 01.01.2013 tarihinden itibaren 223 TL olarak tespitini talep etmiştir. 2886 sayılı Kanun'un 75.maddesi gereğince davacıya kiralanan bu taşınmazın kira süresi 31.12.2012 tarihinde sona ermiş olup, artık bu tarihten sonra yasa gereği sözleşmenin yıldan yıla yenilenmesi olanağı kalmadığından davacı kiracı fuzuli şagil durumuna düşmüştür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.12.2010 gün ve 2010/2013-671-696 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Dolayısıyla ortada bir kira sözleşmesi bulunmamaktadır. Her ne kadar kira sözleşmesinin sona ermesinden sonra davacı kiracı taşınmazı kullanmaya devam etmiş ise de, bu durum taraflar arasında kira sözleşmesi yapıldığı ya da kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmez.Talep edilen miktar, gerçekte haksız işgal tazminatı niteliğindedir. Yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasında kiracılık ilişkisi kalmadığından ve bu nedenle kira bedelinin tespitini istemek mümkün olmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.