Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13884 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11743 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Bodrum Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/06/2014NUMARASI : 2012/578-2014/847Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiralananın açıktan fena kullanılması nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm dosya masrafları ve vekalet ücretlerine hasren davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde; 10.10.2011 tarihinde satın aldığı taşınmazda davalının kiracı olduğunu, taşınmazı satın aldıktan hemen sonra davalıya Bodrum 2.Noterliğinin 14/10/2011 tarih ve 7908 yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ederek taşınmazı tahliye etmesini bildirdiğini, davalının taşınmazı tahliye etmediği gibi kendisini defalarca darp ve tehdit edip hakaret ettiğini, buna ilişkin davalı hakkında Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığında açılmış birden fazla soruşturma dosyası ve devam eden yargılamalar olduğunu, bu durumun açıktan fena kullanım teşkil ettiğini belirterek kiralananın tahliyesini istemiş, 12.06.2014 tarihli son duruşmadaki beyanında ise; taşınmazın tahliye edilip konusuz kaldığını, davaya yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden devam edilmesini istediğini belirtmiştir. Davalı ise; kiralanana ilişkin olarak açılan ihtiyaç nedeniyle tahliye ve kira alacağı davaları bulunduğunu, ayrıca asılsız suçlamalarla Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunularak hakkında ceza davaları açılmasına sebebiyet verildiğini, hepsinin ya takipsizlikle ya da beraatla sonuçlandığını, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek açıktan fena kullanma söz konusu olmadığından davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmaz yargılama devam ederken tahliye edilmiş olmakla açılan davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden ise; tüm ceza ve soruşturma dosyaları sorgulandığında 19 adet kayıt bulunduğunun tespit edildiğini, bunların bir kısmının takipsizlik, bir kısmının beraatla sonuçlandığını, henüz mahkumiyet yönünde bir karar bulunmadığını, dosya sayısının çokluğu ve neticeleri dikkate alındığında taraflarca birbirinden şikayetçi olmanın diğer tarafın haksızlığına veya kusurlu olduğuna karine oluşturmadığı, ayrıca aynı taşınmaza ilişkin açılan ihtiyaç nedeniyle tahliye davası devam ederken bu davanın açılmasının davacının inisiyatifinde olup bundan kaynaklı masrafların davalıya yükletilemeyeceği gerekçesiyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine vekalet ücreti verilmesine karar verilmiştir.Türk Borçlar Kanununun 316.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranması durumunda sözleşmeye aykırılık nedeniyle tahliyesine karar verilebilmesi için kiraya verenin konut ve çatılı işyeri kirasında kiracıya en az otuz gün süre vererek aykırılığın giderilmesini, aksi takdirde sözleşmeyi feshedeceğini yazılı olarak bildirmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir. Diğer kira ilişkilerinde ise, kiraya veren, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir. Konut ve çatılı işyeri kirasında, kiracının kiralanana kasten ağır bir zarar vermesi, kiracıya verilecek sürenin yararsız olacağının anlaşılması veya kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranışının kiraya veren veya aynı taşınmazda oturan kişiler ile komşular bakımından çekilmez olması durumlarında kiraya veren, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir.Olayımıza gelince; dosya içerisindeki mevcut bilgi ve belgelerden taraflar arasında açılmış ceza ve soruşturma dosyalarına ilişkin 19 adet kayıt bulunduğu, kira ilişkisinin taraflar için çekilmez bir hale geldiği ve davalının kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanma yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve bu şekilde davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.