Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1362 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10001 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Menfi tespit-istirdatMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit-istirdat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, 16.12.2010 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin kiracı olup, mecuru 5.8.2009 tarihinde tahliye ederek anahtarı emlakçı huzurunda davalıya teslim ettiğini, evin camlarına kiralık levhası asıldığını, daha sonra bu levhaların indirilerek müvekkili hakkında 2009/8-9-10.ayları kirası için icra takibi yapıldığını, müvekkilinin itirazı üzerine takibin durduğunu, daha sonra başka bir takip yapılarak 2009/8-9-10-11-12-2010/1-2.ayların kiralarının talep edildiğini, müvekkilinin itirazı üzerine icra mahkemesine açılan davada takibin devamına karar verildiğini, bu kararın temyiz edildiğini ancak dosya borcu olan 12.300 TL'nin 24.11.2010 tarihinde ödendiğini, taşınmazın davalının rızası ile tahliye edilerek anahtarın teslim edilmiş olmasına rağmen icra mahkemesinde bu hususun dikkate alınmadığını, anahtarın teslim edildiğinin emlakçı, site yönetimi ve site görevlileri tarafından bilinmekte olduğunu, davalının anahtarı teslim almasına rağmen müvekkilinin iyi niyetli olarak yazılı belge almaması nedeniyle kötü niyetli olarak haksız şekilde kira talep ettiğini, bu nedenle borçlu olmadığının tespiti ile ödediği bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise, davacının kiracı olduğunu, ödenmeyen kiralar nedeniyle icra takibi başlatıldığını, taşınmazın halen tahliye edilmediğini, ödeme ve tahliyenin yazılı belge ile ispatı gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece tahliyenin yazılı belge ile ispatlanamamış olması, bu konuda yemin deliline de başvurulmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı kiracı tarafından mecurun boşaltılarak anahtarın teslim edilmiş olduğu beyan edilmesine rağmen, davalı kiralayan, taşınmazın tahliye edilmediğini, anahtar tesliminin yazılı belge ile ispatı gerektiğini beyan etmektedir. Bu şekilde taraflar arasındaki uyuşmazlık, kiralananın tahliye edilip edilmediği ve tahliye edilmiş ise anahtar teslim tarihinin belirlenmesi noktasındadır. Kural olarak kiralananın boşaltılarak anahtarın teslim edildiğinin ispat külfeti kiracıya ait olup, tahliye ve anahtar tesliminin yazılı belge ile ispatlanması gerekir. Ancak davacı tarafından da anahtar teslimine ilişkin yazılı bir belge sunulmamış ise de, tüm dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarından taşınmazın anahtarının davalı kiralayan tarafından alınarak temizlikçiye verildiği, dairenin temizlendiği ve kiralananın camlarına emlakçı tarafından “kiralık” yazılarının asılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda anahtarın kiralayana teslim edilmiş olduğunun kabulü gerekir. Davalı tarafından, anahtar teslimine ilişkin yazılı belge sunulamadığından kiralananın tahliyesinin ispatlanamadığının savunulması MK 2.maddesindeki iyi niyet kuralları ile bağdaşmaz. Bu nedenle mahkemece anahtarın teslim edilmiş olduğu kabul edilerek, anahtarın teslim tarihinin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 31.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.