Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1356 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 19307 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, bir adet taşınmazdaki paydaşlığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, paydaşlığın satılarak giderilmesine karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Paydaşlığın giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Davada tüm paydaşların yer alması gerekir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.nun 27.maddesi hükmüne göre davanın tarafları, müdahiller kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Mahkeme tarafları dinlemeden onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için uygun şekilde davet etmeden hüküm veremez. Davetin nasıl yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Tüzüğü'nde belirlenmiştir. Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine göre, tebligat muhatabın bilinen en son adresinde yapılır.İlanen tebligata ilişkin Tebligat Kanununun 28.maddesi hükmüne göre, kendisine usulüne uygun olarak tebligat yapılamayan, ikametgahı, meskeni veya işyeri adresi bulunamayan kimsenin adresi meçhul sayılır. Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmi veya özel kuruluş ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir. Ayrıca ilan kendisine tebligat yapılacak kimsenin öğrenmesini teminen en uygun şekilde ulaşacağı umulan bir gazete ile yapılır ve tebliğ olunacak evrak ve ilan sureti tebliği çıkaran merciin herkesin kolayca görebileceği bir yerine asılarak bir ay süre ile ilan edilir. Olayımızda; davalılar ..., ..., ..., ... ve ...’a adresi tespit edilemediğinden ilanen tebligat yoluna gidilmiştir. Ne var ki ilanen tebligatın geçerli olabilmesi, yukarıda açıklandığı üzere ilan metninin mahkeme divanhanesinde bir ay süre ile ilan edilmiş olması koşuluna bağlıdır. Dairemizin geri çevirme kararı üzerine mahkemenin tekrar gönderme yazısından anlaşıldığı üzere askı ilan tutanağı düzenlenmemiştir. Bu durumda, Tebligat Kanunu’nun 29 ve Tebligat Tüzüğü’nün 47. maddeleri gereği usulüne uygun şekilde ilanen tebligat yapıldığından söz edilemez. Ayrıca ilanen tebligatın geçerli olması için muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi öncelikle araştırılmalıdır. Bu nedenle dava dilekçesinin adı geçen davalılara ilanen tebliğine ilişkin tebligat işlemi usulsüzdür. Mahkemece dava dilekçesinin az yukarıda açıklanan esas ve usuller dairesinde, yöntemine uygun şekilde davalılara tebliğ edilmek ve buna göre taraf teşkili sağlanmak suretiyle işin esasına girilmesi gerekirken noksan taraf teşkili ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 31.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.