Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13432 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 15962 - Esas Yıl 2005





Hırsızlık suçundan sanık İsa ve Sami haklarında yapılan duruşma sonunda; mahkumiyetlerine ilişkin (Elazığ İkinci Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 14.06.2005 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar savunmanı tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C. Başsavcılığından bozma isteyen 14.11.2005 tarihli tebliğname ile 22.11.2005 tarihinde Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykır??lık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1) 5237 sayılı TCK'nın 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK'nın 492/1. maddesindeki suçun öğelerinin farklı olduğu, eylemin, 5237 sayılı Yasa'nın 142/1-b maddesindeki hırsızlık suçunun yanı sıra aynı Yasa'nın 116/1-4, 119/1-c maddesindeki konut dokunulmazlığını bozmak suçunu da oluşturduğu, 5252 sayılı Yasa'nın 9/3. maddesi uyarınca sanık yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilerek, 5237 sayılı Yasa'ya göre hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozmak suçlarını oluşturan eylem nedeniyle uygulama yapılıp sonucuna göre lehe olan yasanın belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,2) 5237 sayılı TCK'nın 145. maddesindeki "malın değerinin azlığı" kavramının, 765 sayılı TCK'nın 522. maddesindeki "hafif" ve "pek hafif" ölçütleriyle her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlaması dışında benzerliği bulunmadığı, "değer azlığının" 5237 sayılı Yasa'ya özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, yasa koyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi ve olayın özelliği de gözetilmek suretiyle, daha çoğunu alma olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak da gerekiyorsa ceza vermekten vazgeçilebileceği ölçüde düşük miktarlar esas alınmak, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanmak koşuluyla uygulanabileceği düşünülmeden, yakınanın evine iki kez girilip 270 YTL değerindeki eşyasının çalınması şeklinde gelişen somut olayda, bu maddeye sevk amacının dışında yorumlar getirilerek cezadan indirim yapılması,3) Sanıkların eylemlerine uyan 765 sayılı TCK'nın 492/1-son, 80, 522/1 ve 647 sayılı Yasa maddeleriyle, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın aynı suça uyan 142/1-b, 143/1, 43/1, 50, 51; 116/1-4, 119/1-c maddelerinde öngörülen özgürlüğü bağlayıcı cezanın türü, alt ve üst sınırları bakımından anılan Yasa'nın 7/2; 5252 sayılı Yasa'nın 9/3. maddeleri ışığında lehe yasanın uygulama sırasında belirlenmesinde zorunluluk bulunması,4) Hükümden sonra yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanu-nu'nun 24. maddesinin sanık Sami açısından değerlendirilmesi zorunluluğu,Kabule göre de;5) Sanık Sami hakkında sonuç olarak verilen 7 ay 22 gün hapis cezasının w8 ay boyunca akşam 18.00'den sabah 06.00'ya kadar evden dışarı çıkmasının yasaklanması tedbirine çevrilmesine" şeklindeki "ev hapsi" uygulamasının 5237 sayılı Yasa'nın 50/1-a-b-c-d-e-f maddesinde yazılı tedbirlerden olmaması ve 5275 sayılı Yasa'nın 5485 sayılı Yasa ile değişik 110. maddesinin de bir infaz normu olup kesinleşen hükmün infazı aşamasında koşulları oluştuğunda uygulanabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar İsa ve Sami savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi (BOZULMASINA), 03.12.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.