Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının, davacıya ait iş yerinde kiracı sıfatıyla bulunduğunu, kira sözleşmesi uyarınca ödenmesi gereken kira bedellerini bugüne kadar ödemediğini, yapılan takibin de sonuç vermediğini belirterek davalının temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davaya konu taşınmazda uzun yıllardır Ülkü Ocaklarının bulunduğunu, davalının murisinin 10 yıl önce öldüğünü, bu nedenle kira sözleşmesinin feshedilmiş sayılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Kiralananın tahliyesi anahtar teslimi ile gerçekleşir. Tahliyenin kanıtlanması yükümlülüğü kiracıya aittir. Türk Borçlar Kanununun 315.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının veya yan giderin muaccel(istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür. Kira parası götürülüp ödenmesi gereken borçlardan olduğundan kiralayana götürülüp elden ödenmesi veya gideri kiracıya ait olmak koşuluyla konutta ödemeli olarak PTT kanalıyla gönderilmesi gerekir. Bundan ayrı, sözleşmede özel bir koşul kabul edilmişse bu hususta gözönünde tutulmalıdır. Açıklanan şekilde yapılmayan ödemeler yasal ödeme olarak kabul edilemez. Ancak teamül haline gelmiş bir ödeme şekli varsa bu şekilde yapılan ödemede geçerlidir.Somut olaya gelince; Davacı Belediye, davalının murisi ile imzaladığı 01.11.1997 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak, 05.09.2006 tarihinde başlattığı takiple ödenmeyen 2001 yılı Aralık ayından, 2006 yılı Ağustos ayları arası kira bedellerinin tahsilini istemiştir. Davalının murisi C.. G.. 28.07.2003 tarihinde vefat etmiş, davanın dayanağı takip, mahkeme dosyasına ibraz edilen veraset ilamına göre tek mirasçı olan davalıya karşı başlatılmış, ödeme emri 04.11.2011 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Dosyada yapılan araştırmaya göre davaya konu taşınmazda uzun yıllardır bir başka derneği bulunduğu tespit edilmişse de; davacı belediye ile davalının murisi arasında yapılan kira sözleşmesinin muris veya davalı tarafından feshedildiğine ve yasal anahtar teslimi yapılarak taşınmazın tahliye edildiğine dair bir belge ve delil bulunmamaktadır. Kiracının mirasçıları, kiracının borçlarından sorumludur. Az yukarıda değinildiği üzere dosyada taşınmazın yasal anahtar teslimi yapılarak tahliye edilmediği, takibe konu borçlarında yasal sürede ödenmediği anlaşıldığına göre temerrüt şartları oluşmuştur. Bu durumda tahliye kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 10/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.