MAHKEMESİ : Antalya 1. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/05/2014NUMARASI : 2013/724-2014/681Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalılar tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı şirket vekili Av. M.. A.. ve davalılardan M.. Yatcılık San. ve Tic. A.Ş vekili Av. A.. A.. ile K.. Yatcılık San. Tic. Ltd. Şti. Vekili Av. A.. Ç.. geldiler. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava sözleşmenin kiraya veren tarafından haksız feshi nedeniyle maddi ve manevi tazminat ile depozitonun iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece manevi tazminat isteminin reddine, sair taleplerle ilgili davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm her iki davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; Antalya Serbest Bölgesinde bulunan davalı M.. Yatçılık San. ve Tic. AŞ'ye ait hangarın tekne yapımında kullanılmak üzere müvekkili tarafından 01.11.2011 başlangıç tarihli 2 yıl süreli sözleşme ile kiralandığını, teknenin inşasına başlandıktan bir süre sonra diğer davalı K.. Yatçılık San. Tic. AŞ’nin kiralananı devraldığından bahisle müvekkilinden kiralananın tahliye edilmesini istediğini, serbest bölgeler mevzuatına göre devir işleminin ancak Genel Müdürlüğün onayı ile geçerli olacağını, Genel Müdürlüğünün 03.12.2012 tarihli kararı ile devir talebine onay verilmediğini, buna rağmen davalı firma çalışanlarının 27.11.2012 tarihinde mecura zorla girdiklerini bu konuda şüpheliler hakkında Antalya 12 Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/782 esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, yine davalıların 12.12.2012 tarihinde mecura kamera takılmasını engellemeye çalıştıklarını, elektrik kullanımını önlemek için elektriği kestiklerini, davalı M.. Yatçılık AŞ tarafından keşide edilen 17.12.2012 tarihli ihtarda kiralananda yanıcı ve parlayıcı madde bulundurulduğundan bahisle sözleşmenin feshinin ihbar edildiğini oysa ki serbest bölge müdürlüğünün 18.12.2012 tarihinde kiralananda yaptığı tespitte mecurda her hangi bir yanıcı ve patlayıcı madde bulunmadığının belirlendiğini, fesih ve kiralananın tahliyesini sağlayabilmek adına davalı M.. Yatçılık San. ve Tic. AŞ’nin 18.02.2013 tarihli yazı ile kiralananda çökme riski bulunduğunu bildirip arkasından Antalya 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/419 esas sayılı dosyası ile tahliye davası açtığını, oysa ki Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/14 d. İş sayılı dosyası üzerinden yaptırılan tespitte yapıda statik yönden bir sorun olmadığının tespit edildiğini, davalıların tahliye iradesinin sabit olup huzurlu ve güvenli çalışma ortamı kalmadığı için müvekkilinin kiralananı 08.05.2013 tarihinde süresinden önce tahliye etmek zorunda kaldığını, tahliyeye rağmen davalı M.. firmasının 38.610 Euro depozito bedelini idda etmediğini, öte yandan inşası devam eden 63 metre uzunluğundaki teknenin davacıya ait hangara nakledildiğini nakil için ödenen tutarın 125.513 Euro olduğunu yaşanan olaylar nedeniyle müvekkili şirketin manevi kişiliğinin zarar gördüğünü belirterek depozito bedeli olan 38.610 Euro ve erken tahliye nedeniyle tekne taşıma masrafı olan 125.513 Euro ile 1.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davalı Kaiserweft firmasına husumet yöneltilemeyeceğini, binanın davalı K..şirketine devrine ilişkin işleminin askıya alındığını ve devir işleminin gerçekleşmediğini, bu nedenle K.. firması tarafından gönderilen tahliye ihtarının konusuz kaldığını, diğer davalı M.. Yatçılık San. ve Tic. AŞ yönünden ise; davacının kendisine ait tersane binası olduğunu, davacının yüklendiği gemi işini boya ve macun aşamasına kadar kiralanan yerde, bu aşamadan sonra ise kendi yerinde yapmayı tasarladığını bu nedenle sözleşmenin 7.maddesinde kiracının kiralananda boya, kumlama ve macunlama işleri yapmasının yasaklandığını, buna rağmen davalının sözleşmenin 7.madde hükmüne aykırı hareket ederek kiralananda boya, macun ve kumlama işlemlerine başladığını, kiralanan yanıcı ve kimyevi madde getirildiğini bu durumun Sosyal Güvenlik Kurumunun kiralananda yaptığı denetim ve Antalya 6 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/32 D.İş sayılı dosyası üzerinden yaptırılın tespitte belirlendiğini, davacının aleyhine ikame edilmiş bir tahliye davası ve dolayısıyla tahliye tehdidi olmadan kiralananı kendi isteği ile tahliye ettiğini, Antalya 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/419 esas sayılı dosya üzerinden açılan davanın tahliye davası olmayıp güçlendirme çalışmaları sırasında işyerindeki faaliyetin durdurulmasına yönelik olduğunu, teknenin hemen sözleşme süresi sonunda denize indirileceği iddiasının gerçek dışı olduğunu, bu nedenle tekne taşıma bedelinin istemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece davacının sözleşmenin feshini gerektirir bir faaliyet içinde olmadığı, taşınmazın sözleşmedeki amaca uygun kullanıldığı, sözleşmeye aykırı olarak bulundurulduğu bildirilen kimyevi maddelerin günlük kullanımı zorunlu miktarı aşmadığı davalıların eylemleri ile kiralananın süresinden öce tahliyesine neden oldukları gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. 1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı M.. Yatçılık San. ve Tic. AŞ vekilinin aşağıda 2 nolu bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasında 01.11.2011 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli “İşyeri Kapalı Alan Kira Sözleşmesi” başlıklı belge imzalanmıştır. Kiralanan yerin tersane binası olarak kullanılacağı ve taşınmazın davacı tarafından bu amaçla kiralandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel koşullar 7.maddesinde “…….kiracı, taşınmazın içinde kimyevi, yanıcı, patlayıcı ve parlayıcı madde bulunduramaz. Bu tür maddeleri kiraya verenin yazılı onayı dahilinde bulundurabilecektir…………..hiçbir surette kiralanan alanda, kiracı tarafından boya, zımpara, macunlama vb. çevreye zarar verecek, kirletecek olan işlemler yapılmayacaktır. Bu tür işlemlerin yapılmasının yapılan işin gereği olarak bir mecburiyet arz etmesi halinde kiraya verenin yazılı onayı ile bu işlemler yapılabilecektir…..” hükmüne yer verilmiştir. Maddede yer alan “boya, kumlama ve macun” işleri esasen kiralananın tersane binası olarak kullanılabilmesi için yapılması zorunlu ve olağan işlerden olduğunda kuşku yoktur. Ne var ki sözleşmede kiracının bu faaliyetlerde bulunması engellenmiş ve kiraya verenin yazılı onayına bağlı tutulmuştur. Davalı M.. yatçılık tarafından Antalya 6.SHM'nin 2013/32 D.İş sayılı dosyası ile 25.04.2013 tarihli tespitte kiralananda boyama, zımparalama ve macunlama işi yapıldığını gösteren artıklar tespit edilmiştir. Davacı kiracı, uyuşmazlığa konu olayda yazılı iznin varlığını kanıtlayabilmiş değildir. Taşıma bedelinden kimin sorumlu olduğunun tespiti bakımından 7.madde hükmünün konuluş amacı üzerinde durulmalıdır. Davalılar vekili sözleşmenin 7. Maddesindeki yasağın konuluş amacını; “…….davacının mecuru bu koşullar altında kiralamasının sebebi, kendisine ait tersane binasının inşaatının kira müddeti olan iki sene zarfında bitirilecek olmasıdır. Davacı inşasını üstlendiği tekneyi boyaya hazır hale getirildiğinde, boya vb. işlemleri kendisine ait tersane binasında yapacak şekilde planlama yapmıştır…” sözleri ile açıklamıştır. Esasen 7.madde hükmünün sözleşmeye konuluş amacının ne olduğu davacı tarafından başka şekilde izah edilmiş de değildir. Tarafların gerçek irade ve amaçlarının belirlenmesinde; temelini dürüstlük kuralında bulan güven prensibi dikkate alınmalıdır. Ayrıca uyuşmazlığa konu hükmün yorumunda sadece o hüküm değil sözleşmenin tümü ve yapılış amacı göz önüne alınmalıdır. Yapılan bu açıklamalardan sonra; kiraya verenin yazılı onayı müstesna olmak üzere sözleşmenin özel koşullar 7.maddesi ile ambarda imal edilen yatın boya ve zımpara safhasına geldiğinde davacı S.. Y.. Yatçılık San. Tic. Ltd Şti tarafından başka yere nakli gerektiği dolayısıyla imal edilen yatın tahliye masraflarının davacı üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Mevcut koşullar çerçevesinde sözleşme davalı tarafından süresinden önce feshedilmemiş olsaydı dahi davacının söz konusu yatı boya ve zımpara aşamasına geldiğinde nakletmek mecburiyetinde olduğu nazara alındığında, teknenin nakil masraflarının davalıya yükletilmesi sözleşmeye ve dolayısıyla tarafların iradesine uygun düşmemiştir.Diğer taraftan davacı sözleşme kapsamında davalı M.. Yatçılık firmasına verdiği sabit olan 38.610 Euro depozito bedelinin iadesini istemiştir. Sözleşmenin 16.maddesinde depozitonun mahsup ve iadesine ilişkin düzen ve koşullar belirlenmiştir. Buna göre kira sözleşmesinin sona ermesiyle daha önce tahsil edilmiş depozitodan, mecurun eski hale getirilmesi için yapılacak onarım, bakım ve sair giderlerin mahsubu ile kalan miktar kiracıya iade edilecektir. Depozitonun iadesine ilişkin uyuşmazlığın yine sözleşme hükümleri çerçevesinde incelenerek çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Davalı kiraya veren davacının kiralanana zarar verildiğini iddia etmiş ve hasar bedelinin depozitodan mahsubunu istemiştir. Mahkemece davalının hasar iddiası hakkında herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmamış olup hüküm bu yönüyle de hatalıdır. 3-Davalı K.. Yatçılık San. Tic. Ltd Şti vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Davalı K.. Yatçılık San. Tic. Ltd Şti kira sözleşmesinin tarafı değildir. Davalı, düzenleyip davacıya gönderdiği tarihsiz yazıda; sözleşmeye konu üst yapının M.. Yatçılık şirketinden devralındığını, devir işleminin onaylandığını, devir işlemi sonucu sözleşmenin özel şartlar bölümü 1.maddesi uyarınca kendiliğinden sona erdiğini, bu nedenle kiralananı 60 gün içinde tahliye etmesini davacıdan istemiştir. Antalya Serbest Bölgesinde yer alan üst yapının davalı K..şirketine devrine ilişkin işlem, gerekli bilgi ve belgeler süresinde temin edilmediğinden Serbest Bölge Müdürlüğünün 03.12.2012 tarihli yazısı ile işlemden kaldırılmış ve devir işlemi gerçekleşmemiştir. Şu durumda davalı K.. Şirketinin TBK’nun 310.maddesi kapsamında sözleşmeye halef olması söz konusu değildir. Davacının sözleşmenin erken feshi nedeniyle tazminat ve depozito bedelinin iadesine yönelik davada sözleşmenin tarafı olmayan davalı K.. şirketine husumet yöneltmesi olanaklı değildir. Mahkemece davalının tazminat ve depozitodan hangi gerekçelerle sorumlu olduğu belirtilmeden K.. şirketi hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına takdir olunan 1.100.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.