MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : AlacakMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı ve davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili istemiyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı itirazın iptalini talep etmiş ise de, dava dilekçesinde davalının daha önce ödediği depozitoyu mahsup ettiğinden davanın itirazın iptali davası olarak görülemeyeceğinden bahisle davayı alacak davası olarak kabul ederek davanın kısmen kabulü ile 2410,00 TL alacağın ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafından başlatılan, ... İcra Müdürlüğünün 2011/1464 Esas sayılı takip dosyası ile ödenmeyen 2009 yılı Eylül, 2010 yılı Ağustos ve 2010 yılı Ekim, Kasım, Aralık ayları kira paraları toplamı 3200 TL den, davalılardan alınınan 500 USD karşılığı olan 790 TL depozito bedeli mahsup edilerek 2.410,00 TL kira alacağı talep edilmiştir. Davalılar yasal süresi içinde "talep edilen kira paralarının bir kısmının ödendiğini, diğer kiraların ise taşınmazın tahliye edildiğinden talep edilemeyeceğini, kiralananın kira talep edilen dönemde kullanılmadığını, bu nedenle talep edilemeyeceğini" belirterek borca itiraz etmişlerdir. Davacı dava dilekçesinde davalıların 01.07.2004 tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduklarını, 2009 yılı Eylül, 2010 yılı Ağustos ve 2010 yılı Ekim, Kasım, Aralık kira bedellerini ödemediklerini, bu nedenle icra takibi başlattıklarını, yapılan takibe itiraz ettiklerini, davalılardan kira sözleşmesi gereğince 500 USD depozito aldığını ve bu miktarı da takip tarihi itibariyle mahsup ettiğini ve 2410 TL alacaklı olduğunu, taşınmazın davalıların kiralananı tahliyesinden sonra ancak 01.01.2011 tarihinde kiraya verebildiğini, taşınmazı 3 ay önceden ihbarda bulunarak tahliye edebileceğini, bu nedenle itirazın haksız olduğunu, 2410 TL nin 09.02.2011 tarihinden itibaren %9 yasal faizi ile tahsiline ve alacak likit olduğundan, %40 inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar duruşmaya gelmemiş, cevap da vermemişlerdir. Mahkemece davalılara isticvap davetiyesi çıkartılmış, duruşmaya gelmemeleri halinde kira sözleşmesini, altındaki imzayı ve kira bedelini kabul etmiş sayılacakları bildirilmiş, davalıların duruşmaya gelmemeleri üzerine bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, 2410 TL alacağın ödeme emrinin tebliği ile temerrüt gerçekleştiğinden, ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 26.05.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir. Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK md. 26) Somut olayda, davacı tarafından itirazın iptali talep edilmiştir. Davacı, takip konusu alacağın tamamı üzerinden itirazın iptalini talep edebileceği gibi, itirazın bir kısmında borçluyu haklı görerek, takip konusu alacağın bir kısmına yönelik itirazın iptalini de talep edebilir. Alacağın tamamına yönelik itirazın iptali talep edilmemiş olması, davanın alacak davası olarak nitelendirilmesi sonucunu doğurmaz. Kaldı ki, davacı alacaklı dava dilekçesinde mahsup ettiği depozito bedelini icra takibinde de mahsup ettiğinden, takipten farklı alacak kalemleri de ileri sürülmemiştir. Bu durumda, mahkemece itirazın iptali istemine ilişkin tarafların delilleri değerlendirilip, taşınmazın boşaltılması sonrasında teslim edilip edilmediği, kiralanan teslim edilmiş ise teslimden ne kadar süre sonra kiraya verildiği veya kiraya verilebileceği hususları araştırılıp sonucuna göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava, alacak davası kabul edilerek, talepten başkasına karar verilmesi usule ve kanuna aykırıdır.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 30.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.