MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, on adet taşınmazda paydaşlığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, taşınmazların satılması suretiyle paydaşlığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir.1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davalıların davaya konu edilen 25,27,28,29,64 ve 65 parsel sayılı taşınmazların satışına ilişkin hükmün esasına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, Harçlar Yasasının 138.maddesinin sonuna eklenen fıkra gereğince Resmi Gazete'de yayımlanan Harçlar Yasasının Genel Tebliğinin 1 sayılı tarifesinin karar ve ilam bölümündeki açıklığa ve artırma oranına göre, satış bedeli üzerinden binde 9,9 nisbi karar harcı alınması gerekeceği gözönünde tutulmaksızın binde 9 nisbetinde harç alınması doğru değilsede bu yüzden hükmün bozularak yeniden yargılama yapılmasında yarar görülmediğinden, hüküm fıkrasındaki harç kısmının hükümden çıkartılarak yerine binde 9,9 harcın payları oranında paydaşlara aidiyetine ibaresinin eklenerek hükmün düzeltilmesi gerekmiştir.2- Davalıların davaya konu 133 ada 4 ve 62 parsel numaralı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davaya konu taşınmazlara ait tapu kaydında, ... oğlu ...'nun iştirakli ortak olarak yer aldığı görülmektedir. Dosyada mevcut mirasçılık belgesine göre ortağın ölü olduğu ve eşi Kadriye ile müşterek çocuklarını mirasçı olarak bıraktığı anlaşılmaktadır. Ancak, nüfus kayıtlarına göre sağ olarak görülen eş Kadriye Kutlu'nun davada taraf olarak yeralmadığı görülmektedir. Bu durumda bu parseller yönünden davada taraf teşkilinin sağlandığından sözedilemez. Mahkemece, eş ... sağ ise kendisinin, ölü ise davada yer almayan mirasçıları varsa davaya katılmaları sağlanarak taraf teşkilinin tamamlanması gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan bu parsellerin satışına karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenlerle bu parsellere yönelik olarak hüküm bozulmalıdır.3- Davalıların davaya konu 133 ada 66 ve 68 parsel numaralı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince;Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhtesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.Olayımıza gelince; Davaya konu bu taşınmazlara ait tapu kayıtlarının beyanlar hanesinde, taşınmaz üzerindeki evlerin temyiz eden davalılara ait olduğuna dair şerh bulunmaktadır. Taşınmazlarda yapılan keşif neticesinde düzenlenen inşaat bilirkişisinin 26/6/2011 tarihli raporunda da evlerin mevcudiyeti belirlenmiş ve değerlendirilmiştir. Bu durumda, mahkemece yukarıdaki esaslar gözönünde bulundurularak muhtesatların, toplam değere oranları ayrı ayrı hesaplanarak bulunacak bu oranın muhtesat sahiplerine, arsaya isabet eden oranı, arsa maliklerine hisseleri nisbetinde dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Bu parsellere yönelik hükmün bu nedenle bozulması gerekir.SONUÇ:Yukarıda 1 No'lu bentte yazılı nedenlerle 25,27,28,29,64 ve 65 parsellere ilişkin hüküm kısmının düzeltilmesine 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 438.maddesi uyarınca bu düzeltilmiş haliyle ONANMASINA, 2 ve 3 No'lu bentte yazılı nedenlerle hükmün 133 ada 4,62,66 ve 68 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmının BOZULMASINA, onanan kısım için taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %011.38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 18.40.-TL’nın mahsubu ile bakiyesinin temyiz edenlerden alınmasına, 14/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.