Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, kira alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile itirazın 20.355,00 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,davalı temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz isteminin ve alacağın yargılamaya muhtaç olması nedeniyle icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davada ve takipte dayanılan ve hükme esas alınan 31.12.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Anılan kira sözleşmesi uyarınca aylık kira bedelinin 3.450,00 TL artı KDV olduğu, her ayın ilk beş günü içinde peşin ve nakit olarak ödeneceği, zamanında ödenmeyen işletme bedelinin o ay başından itibaren her ay için ayl??k %4 faizi ile tahsil edileceği kararlaştırılmıştır. Davacı vekili bu sözleşmeye dayanarak Ocak-Mayıs 2009 arası 20.355,00 TL kira parası ile 2.442,60 TL işlemiş faiz alacağı olan 22.797,60 TL'nin tahsili için Bursa 13. İcra Müdürlüğü'nün 2009 / 9408 sayılı dosyası ile 26.05.2009 tarihinde icra takibi yapmış, takibe yasal süresi içinde itiraz eden davalı, kiralanan büfenin bulunduğu terminale söylenildiği kadar araç uğramadığından kira parasını ödeyemediklerini, faizin fahiş olduğunu belirterek borca ve fer'ilerine itiraz etmiştir. Borçlar Kanunu'nun 101/2 maddesi hükmü gereği borcun ifa olunacağı gün sözleşme ile belli edilmiş ise ihtar şartı aranmadan bu günün bitmesi ile borçlu mütemerrit olur. Davalı, davacı belediyeden kiraladığı büfede kiracı olup taraflar arasında imzalanan 31.12.2009 tarihli kira sözleşmesinde aylık kira parasının her ayın ilk beş günü içinde peşin ve nakit ödeneceği belirtilmiştir. Bu şekilde kira parasının ödeme zamanı taraflarca kararlaştırılmıştır. Kararlaştırılan bu esasa göre kiracı, yükümlendiği kira borcunu ödememesi halinde Borçlar Kanunu'nun 101/2 maddesi gereği ihtara gerek olmaksızın anılan Yasa'nın 107/3 maddesi gereğince temerrüde düşer. Bu durumda mahkemece, davacının işlemiş faiz ile sorumlu tutulması gerekirken temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle işlemiş faiz isteminin reddine karar verilmesi kira sözleşmesinde süresinde ödenmeyen kira bedeline aylık %4 faiz uygulanacağı kararlaştırılmasına karşın yasal faize hükmedilmesi de doğru görülmemiştir. Öte yandan, İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını doğrudan mahkemede dava ederek haklı çıkması, alacağın likit ve muayyen olması gerekir. Eğer alacaklı itirazın iptali davasında haklı çıkar ve borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse istek halinde alacaklı yararına, eğer davalı borçlu haklı çıkar ve dava reddedilirse bu kez alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olması koşulu ile yine istek halinde borçlu yararına tazminata hükmedilir. Yasa ile güdülen amaç borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olan borçlunun ödeme emri üzerine icra borcunu inkar etmesini önlemek, gerçekte alacaklı olmayan alacaklının da borçluya zarar vermesini engellemektir. Somut olayda; borçlunun itirazında haksız olduğu kabul edildiğine ve kira parasının kira sözleşmesinde belirlenmiş ve likit bulunmasına göre davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, alacağın miktarının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm, bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.